- Ali el-Karî. “Benim hoşnutluğumu (fakir ve) zayıflarınız(a yardım)da arayın. Sizler ancak zayıflarınız sebebiyle rızıklandırılırsınız –veya zafer/yardım görürsünüz–” mealindeki hadis-i şerifi[1]Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 77; et-Tirmizî, “Cihâd”, 24. şerh ederken, İbn Melek’in şöyle dediğini nakleder: “Yani onların hukukunu korumaya ve kalplerini hoş tutmaya bakın. Zira ben fiilen bazen, kalben ise daima onların yanındayım. Allah Teala nezdinde onlarınkinden daha üstün ve yüce bir mevki bilmiyorum. Kim onlara ikramda bulunursa, bana ikram etmiş, kim de onlara eziyet ederse, bana eza vermiş olur.”[2]Ali el-Karî, Mirkatu’l-Mefâtîh, IX, 99.
- Yine Ali el-Karî, “Hz. Peygamber (s.a.v), Allah Teala’dan, kafirlere karşı Muhacirun’un fakirleriyle yardım talep ederdi” şeklindeki rivayetin[3]et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, I, 292. şerhinde yine İbn Melek’in şöyle dediğini nakleder: “Şöyle diyerek yardım talebinde bulunurdu: “Allah’ım! Fakir muhacir kullarının hakkı için düşmanlara karşı bize yardım et.”[4]Ali el-Karî, a.g.e., I, 100.
Buradaki İbn Melek, ünlü bir Hanefî fakih ve usulcüsüdür.
- İmam en-Nevevî anlatıyor: “İlimde büyük mevki sahibi bir hocamızın bana naklettiğine göre bir keresinde kendisinin bir hayvanı –zannedersem katırmış– kaçmış. Hocamız bu hadisi[5]”Sizden birisinin açık arazida hayvanı kaçtığında, “Ey Allah’ın kulları, onu durdurun, ey Allah’ın kulları, onu durdurun” desin. Zira yeryüzünde … Continue reading biliyormuş. Hemen hadiste belirtildiği gibi seslenmiş. Allah Teala o anda hayvanını durdurmuş. Ben de bir keresinde bir grup insanla birlikteyken hayvanları kaçtı; durduramadılar. Hemen hadiste belirtildiği gibi seslendim. Bu sözden başka hiçbir sebep yokken hayvan aniden duruverdi.”[6]en-Nevevî, el-Ezkâr, 362.
Dipnotta da belirttiğim gibi bu rivayetin senedinde zayıf bir ravi bulunduğuna bilhassa dikkat edilmelidir. en-Nevevî gibi bir Hadis imamı bu hadis ile amel etmekte bir mahzur görmemiş ve hadiste ifade buyurulan husus tahakkuk etmiştir. Bir bu ümmetin ulemasının zayıf hadis hakkındaki tavrına, bir de modern ilahiyatçıların sahih, hatta mütevatir hadise burun kıvırmasına bakın!
- Oğlu Abdullah’ın naklettiğine göre babası İmam Ahmed, hacc yolculuklarından birinde yolu şaşırıp kaybolmuştu. Bunun üzerine, “Ey Allah’ın kulları, bize yolu gösterin” diye seslenmeye başladı. Bir yandan böyle sesleniyor, bir yandan da yürüyordu. Derken birden kendisini yolun üzerinde buluverdi.”[7]Muhammed Habîbullah eş-Şankîtî’nin Fethu’l-Mun’im’inden (V, 49-50) naklen İsmail Çetin, Mesâfu’l-Ulemâ, 232.
Burada zikrettiğim örnekler, zikredilebilecek olanların şüphesiz cüz’î bir bölümüdür. Muhterem İsmail Çetin hocanın Mesâfu’l-Ulemâ isimli eseri, konu hakkında muttali olabildiğim en hacimli ve kapsamlı çalışma. Bu yazıda kendisinden hayli istifade ettiğim bu eserin, konuyla ilgilenenler tarafından mutlaka baştan sona ve sindire sindire okunması gerekir.
Hoca (Yüce Allah’tan kendisine sıhhat ve afiyet diliyorum), bu eserinde konuyla ilgili hayli nakle yer vermiş. Aralarında Ali el-Karî, Şafiiler’den Şemsuddîn er-Remlî, Hanefîler’den Hayruddîn er-Remlî, İbn Âbidîn, İmam eş-Şa’rânî, Yusuf en-Nebhânî ve daha birçok alimin bulunduğu uzun liste, eserin sonunda (469-524) yer alıyor.
Keza Zâhid el-Kevserî’nin Mahku’t-Tekavvül isimli makalesinde ve onu kıymetli notlar ekleyerek müstakil kitap halinde neşreden Vehbî Süleyman Ğâvcî’nin ilavelerinde konuyla ilgilenenler için yeterli bilgi ve nakil mevcuttur.
Devam edecek.
Milli Gazete – 17 Ağustos 2008
Kaynakça/Dipnot
↑1 | Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 77; et-Tirmizî, “Cihâd”, 24. |
---|---|
↑2 | Ali el-Karî, Mirkatu’l-Mefâtîh, IX, 99. |
↑3 | et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, I, 292. |
↑4 | Ali el-Karî, a.g.e., I, 100. |
↑5 | ”Sizden birisinin açık arazida hayvanı kaçtığında, “Ey Allah’ın kulları, onu durdurun, ey Allah’ın kulları, onu durdurun” desin. Zira yeryüzünde Allah’ın, onu sizin için durduracak kulları vardır” hadisi. (et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, X, 217; Ebû Ya’lâ, el-Müsned, IX, 177. Mecma’u’z-Zevâid’de (X, 188), senedinde zayıf bir ravi bulunduğu belirtilmiştir. |
↑6 | en-Nevevî, el-Ezkâr, 362. |
↑7 | Muhammed Habîbullah eş-Şankîtî’nin Fethu’l-Mun’im’inden (V, 49-50) naklen İsmail Çetin, Mesâfu’l-Ulemâ, 232. |