Soru: “Dünya öküz ile balığın üzerindedir, manasında olan hadisin kaynağını biliyor musunuz? Bu hadis sahih midir, müteşabihattan mıdır? Hadiste ne anlatılmak istenmiştir, izah edebilir misiniz? Cevap: Halk arasında tek rivayet olarak bilinmekle birlikte, araştırabildiğim kadarıyla dünyanın, bir öküzün ve diğeri balığın sırtında olduğunu ifade eden iki ayrı rivayet mevcuttur. Bunlardan ilkini İbnu’l-Kayyım (“el-Menâru’l-Münîf“, 78) ve Ali el-Karî (“el-Esrâru’l-Merfû’a“, 430) zikretmiştir. Uydurma olduğu açıktır. İkincisi ise İmam Ahmed‘in “Kitâbu’l-İlel ve Maü’rifeti’r-Ricâl“inde , İbn Hibbân‘ın “Kitâbu’l-Mecrûhîn“inde ve zayıf/illetli rivayetlerin … Devamını Oku
Resail-i Nur
Soru: “Risalet-ün Nur sair te’lifat gibi ulûm ve fünundan ve başka kitablardan alınmamış. Kur’andan başka me’hazı yok, Kur’andan başka üstadı yok, Kur’andan başka mercii yoktur. Te’lif olduğu vakit hiçbir kitab müellifinin yanında bulunmuyordu. Doğrudan doğruya Kur’anın feyzinden mülhemdir ve sema-i Kur’anîden ve âyâtının nücumundan, yıldızlarından iniyor, nüzul ediyor.” Yukarısı 1. Şua’dan iktibas edilmiştir. Malumunuz bu gün sünneti red eden bir güruh-i la yuflihun mevcut. Bazıları Ehl-i Sünnet adına yola revan olup, kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar. Said … Devamını Oku
Mazlum Hristiyanlar Şehit Midir?
Soru: Üstad Said-i Nursi’nin şu sözünü nasıl anlamalıyız: “Hristiyanların mazlumları şehit olarak ölür.”Cevap: Said Nursi merhumun bu sözü, bildiğim kadarıyla Kastamonu Lahikası‘nda (Mektup no: 75, s. 1615) geçmektedir. Oradaki ifadeleri şöyledir: “… Şiddet-i şefkat ve rikkatten, bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden biçarelere gelen felâketler, helâketler, sefaletler, açlıklar şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: “Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o musibet … Devamını Oku
İtikad-Mezhep İlişkisi
Soru: Mezahib-i erbaadan birisine ittiba konusunda icma teşekkül etmiş midir? Bu icmaı reddeden Ehl-i Sünnet’ten çıkar mı? Bu icma devr-i tabiinin mi, yoksa tebe-i tabiinin mi icmasıdır? Mezahib-i erbaadan birisine tabi olmayan, “Ben Ehl-i Sünnetim” dese dahi, Ehl-i bid’adır değil mi? Cevap: Bu soruya, biri “ilke”, diğeri “vakıa” planında iki ayrı cevap vermek mümkündür.Önce “ilke” planını zikredelim:İcma, –bilindiği gibi– bir dönemdeki müçtehidlerin fer’î bir mesele üzerindeki görüş birliğidir. Müçtehid İmamlar’ın yaşadığı dönemde “dört mezhep” tabirinin henüz teşekkül … Devamını Oku
Kaza Namazları-2
Cevap.2: Soruda, “Peygamberimizin bir hadisini, “sünnetlerin, eksik namazların yerine geçeceği” şeklinde yorumladı. Ben o hadisin, sünnetlerin farz borçlarının yerine geçeceği değil, farzlardaki kusurları tamamladığı manasında olduğunu okumuştum” deniyor.Burada kastedilen, Ebû Hureyre, Enes b. Mâlik, Temîm ed-Dârî (r.anhum) tarafından rivayet edilen hadis olmalıdır ki şöyledir: “Kıyamet günü kulun ilk hesaba çekileceği amel farz namazdır. Eğer onları eksiksiz olarak yerine getirmişse ne ala; değilse, “Tatavvu namazı olup olmadığına bakın” denir. Eğer tatavvuu varsa, (eksik) farz namaz(lar) onlarla ikmal edilir…” … Devamını Oku
Kaza Namazları-1
Soru.1: Hanefi haricinde diğer üç mezhebin hem özürle kılınmamış hem de terk edilmiş namazlar için hükmü, kaza borcu olanın sünnet kılmayıp kaza kılması istikametindedir. Hanefî mezhebi ise özürle kılınmamış namazların kazası için sünnet kılınabileceğine hükmetmiş. Benim gibi namazı terk etmiş olanların sünnet kılmasıyla ilgili Hanefî mezhebinin hükmü nedir? Bununla ilgili bana Dürül Muhtar, Reddül Muhtar gibi saygın bir fıkıh kitabından hüküm ve delil gösterebilir misiniz? “Kılabilir” mi, “kılmalıdır” mı yoksa “kılamaz” mı diyor? Namazlarını terk etmiş bir … Devamını Oku
Muhtelif Meseleler – 15
Soru: Allah her yerde hazır ve nazırdır sözü, sanki o cisim imiş gibi, bir yer kaplıyormuş gibi bir imaj bırakıyor. Haşa bu söz caiz midir, doğrusu ilmi ve kudretiyle her yerde hazırdır ve nazırdır desek daha isabetli olmaz mı? Cevap: Allah Teala‘ya mekân isnadı konusundaki iki “uç” tavırdan birisi, O’nun her yerde hazır ve nazır olduğunu söylemek şeklinde ortaya çıkmıştır. “Vahdet-i vücut” görüşü ile yakından irtibatlı olan bu yaklaşımın karşısında ise Allah Teala‘nın Arş‘ın üzerinde bulunduğunu, “ilmiyle” … Devamını Oku
Hadis/Sünnet, Cevşen, Keşif
Soru: 1. Hadis ve sünnet arasında fark var mıdır? “Kim ahir zamanda sünnetime ittiba ederse…” hadisi için “Buradaki sünnetten kasıt İslamiyet’tir diyorlar, doğru mudur? Cevşen sahih midir? Ehl-i Sünnet kanalıyla gelmemiş olması ve Buhari v.s. ehadis-i kütübiyede namevcut olması sıhhatine ilişilmesine sebep olmaktadır. Şii duası diyorlar. Zeynel Abidin hazretlerinden mervidir. Ama Zeynel Abidin r.a. Sünni değil mi? O zat Sünni ise bu hadiste Sünni kanalıyla bize intikal etmiş demektir. Neden Şii kanalı diyorlar. Ayrıca Cevşen sırlı hadislerden … Devamını Oku
Faiz ve Hac
Soru: Kısmet olursa bu sene hacca gitmek istiyorum. Bu konuda size danışmak istediğim önemli iki şey var.1. Hazlihazırda nakit param bir devlet bankasında vadesiz hesapta dövizdedir, yani faiz işletmiyorum. Ancak geçmişte paramı enflasyona karşı korumak amacıyla bir kaç yıl Türk lirasında vadeli hesapta işlettim ve ayrıca biraz da borsada yatırım yapmıştım. Yani parama faiz ve dolayısıyla haram bulaştı, Allahü Teala affetsin. Hacca gideceğim için aklıma hile-i şer’iyyeye başvurmak geldi. Babam emekli, üç aylık emekli maaşını aldığında o … Devamını Oku
Dinde Zorlama
Soru: Kur’an’daki İslam kelimesini ağzından düşürmeyen bir milletvekili olan profesör, La ikrâhe fiddîni… (ila ahiril ayeh) ayetini izah ederken diyor ki: “Buradaki harf-i cerr olan “fi”, içinde demektir, içinde manasını taşıyor. Bazıları dinin dışında icbar yok, içinde vardır, diyorlar. Gayr-ı müslime icbar yok, müslime var diyorlar. Bu yanlıştır. Müslime de icbar yoktur. Çünkü ayet “fi” harfini istimal etmekle dinin içinde de icbar yoktur diyor.” Peki eimme-i erbaanın içtihatları ne olacak? Terk-i salat eden Hanefi’de celdelenir, Şafii, Maliki … Devamını Oku