Efendimiz (s.a.v) bir gün Kâbe-i Muazzama’ya bakarak, “Sen ne büyüksün! Hürmetin ne kadar büyük! Ama nefsimi kudret elinde tutana yemin olsun mü’minin Allah katındaki hürmeti senin hürmetinden daha büyüktür!..” buyurmuştu.[1]İbn Mâce, “Fiten”, 2. Aynı rivayet Abdullah b. Abbâs ve Abdullah b. Ömer (r.anhuma)’dan, onların sözleri (mevkuf) olarak da nakledilmiştir. Bkz. et-Tirmizî, “Birr”, 84; İbn Ebî … Continue reading
Allah korusun, Beytullah’a bir saldırı vaki olsa İslam Dünyası’nda yer yerinden oynamaz mı? Ama Allah Teala katındaki değeri ondan daha büyük olan mü’minlerden her gün yüzlercesi katlediliyor; ama Ümmet-i Muhammed’in kılı kıpırdamıyor!..
1983 Şubat’ında Suriye diktatörü Hafız Esed, Müslüman Kardeşler’e yönelik büyük bir katliam gerçekleştirdi. Hama’da 40 bin, Suriye genelinde ise 70 bin insan katledildi. Hiçbir şey yapamadık.
Şimdi yıl 2011 ve Suriye’de yeni bir katliam yaşanıyor. Bu defa sahnede oğul Esed var. Arap dünyasını saran gösteri ve ayaklanmalar ilk başladığında Suriye halkında herhangi bir hareketlilik görülmedi. Suriyeliler soğukkanlı tavırlarını muhafaza ederek Beşşar Esed’in vaatlerini gerçekleştirmesini beklemeye devam ettiler.
Ancak ne yıllardır vaat edilen reformları hayata geçirmeye dönük ciddi bir adım, ne de halkla barışık bir yönetim anlayışının izleri görüldü. Ve sonrası malum…
Esed ailesinin fertleri, ensesinde boza pişirdikleri Suriye halkının kanını akıtmakta, çoluk-çocuk demeden katliam yapmakta tereddüt göstermedi, göstermiyor. Suriye’den ardı ardına katliam haberleri geliyor. Sokaklara silahlı milisler hakim. Halka ateş açmayı reddeden askerler bile bu milis güçleri tarafından hunharca taranıyor. İşte o mesajlardan biri:
“… Daha düne kadar orada eğitimine devam eden fakat bu musibetler dolayısıyla eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalıp dönen bir arkadaşım var. Kendisinin anlattıkları inanılır gibi değil. Aynı zamanda orada bulunan Türk ve Suriyeli arkadaşlarımın mailleri ve bize olan sitemleri uykumuzu kaçıracak cinsten. İnanınız ki insan cesetleri sokak ortalarında durur vaziyette. Her bir yürüyüş ve eylemde üst katlara tırmanmış kanaslar insanları küçük büyük genç yaşlı demeden öldürmekteler. Der’a, Hums, Hama vd. yerlerde Şam’da dahil olmak üzere tam bir kaos yaşanmakta. Ekmek almaya giden çocuk öldürülmekte, kardeşi için merakta kalıp sokağa kardeşini aramaya çıkan abi de yerde kanlı bir meyyite dönmekte. Irak’tan izlediğimiz görüntülerin ötesinde “vallahi ötesinde” bir arbede yaşanmakta. Çok uzaklarda ve yabancı diyarlarda değil benim ve senin daha dün sokaklarında dolaştığımız mekanlar, Kur’an’da “mübarek kılınan etraf” diye anılan, hadisi şerif’de “fitne zamanı kendisine sığınmamız istenen” ve biz Osmanlı’nın dilinde “Şam-ı Şerif” olan topraklar kan revan içinde… Kendilerinden ders aldığım çok kıymetli hocalar ve telif, zikir, taatü amelle meşgul ulemanın hiçbirinin can güvenliği kalmamış durumda. insanlar Türkiye’den evet Türk halkından “Allah aşkına” diye yardım destek miting gösteri ve aksiyon beklemekte…”
Bu gücün “meşruiyet” kaynağı nedir?
Kendi halkını katledip, sonra da öldürdüğü avını filme çeken avcı edasıyla insanların kopmuş kafalarını, kollarını, bacaklarını cep telefonuyla kaydeden ruhsuz, bu gücü nereden alıyor? Onu orada tutan, Suriye halkının iradesi midir?..
Biraz da “iç muhasebe”:
“La Şiiyye la Sünniyye, vahde vahde İslamiyye” sloganı eşliğinde “Ümmet’in birliği” nutukları atan arkadaşlarımız, tarihten ders alma irade ve becerisini ne zaman gösterecek? Şu süreçte İran’ın tutumunu ve Hizbullah liderinin sözlerini Ümmet’in dikkatine sunacak ve olup bitenleri ciddi bir muhasebeye tabi tutacak takatiniz de mi kalmadı?
Irak’ta olup bitenlerden ders almadık; şimdi Suriye… Bu filmi daha ne kadar izleyeceğiz?
Yoksa başlığı “Sünnî kanı ne kadar ucuz” diye mi atmalıydım?
Milli Gazete – 30 Mayıs 2011
Kaynakça/Dipnot
↑1 | İbn Mâce, “Fiten”, 2. Aynı rivayet Abdullah b. Abbâs ve Abdullah b. Ömer (r.anhuma)’dan, onların sözleri (mevkuf) olarak da nakledilmiştir. Bkz. et-Tirmizî, “Birr”, 84; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, XIV, 250; İbn Hibbân, es-Sahîh, XIII, 75… |
---|