İmam Ebû Hanîfe‘nin “anadilde ibadet” meselesindeki içtihadı konusunda şu hususları tesbit etmemiz gerekiyor:
- Elimizdeki kaynaklar İmam’ın bu konudaki görüşünün delilleri hakkında bizzat kendisinden nakledilmiş herhangi bir veri zikretmiyor.
Bu durum, İmam‘ın bu meseledeki delilleri konusunda “bir anlamda” spekülatif bir gerekçelendirme yapıldığını söylememizi mümkün kılmaktadır. Dolayısıyla “İmam‘ın bu meseledeki delili şudur” tarzındaki yaklaşımlar konusunda ihtiyatı elden bırakmamak en doğrusu.
- İmam bu meselede –bilebildiğimiz kadarıyla– diğer bütün müçtehidlerden ayrılmıştır.
Elbette –bir önceki yazıda da söylediğim gibi– bu durum tek başına İmam‘ın bahse konu içtihadının “tevhini” için gerekçe teşkil etmez. Ancak 1. maddede ifade ettiğim durum ve bilahare 3. madde zımnında ortaya koymaya çalışacağım gerekçelerle İmam‘ın bu meseledeki içtihadı mezhepte de “müfta bih” bulunmamış ve “Sahibeyn“in kavli mutemet sayılmıştır.
Şu halde burada –bildiğimiz kadarıyla sadece el-Kâsânî tarafından savunulan– “mecruh” bir görüş ile karşı karşıyayız. Diğer mezhep imamlarına muhalif olması bir yana, bizzat Hanefî mezhebi içinde bile bu şekilde değerlendirilmiş bir meselenin “İslam Fıkhı‘nın verisi” olarak takdim edilmesi doğru değildir.
Zira müçtehid imamların hemen her birinden nakledilmiş öyle “şazz” görüşler vardır ki, hiçbir şekilde itibara alınmamıştır ve “merdut” olarak nitelendirilip terk edilmiştir. Şu halde bir meselenin “İslam Fıkhı“na mal edilebilmesi için, sistemin kendi iç mekanizmaları tarafından benimsenip kabul görmüş ve kendisiyle amel edilmiş olması gerekir. Bizzat mezhep içinde bile terk edilmiş bir görüşün sadece o mezhebe değil, bütün bir “İslam Fıkhı“na nisbet edilmesi tam bir saptırmadır.
- İmam‘ın bu görüşünden döndüğü rivayet edilmektedir.
Hanefî mezhebinin hemen bütün temel kaynaklarında İmam Ebû Hanîfe’nin mezkûr görüşü zikredildikten sonra, bu görüşünden bilahare rücu ederek “Sâhibeyn“in kavline döndüğü belirtilmektedir. Sadece İmam Muhammed‘in el-Câmiu’s-Sağîr‘i (94) ile Kitâbu’l-Asl‘ı (I, 39, 236) bunun istisnasıdır. Bu eserlerde İmam‘ın bahse konu içtihadı zikredildikten sonra, bu görüşünden döndüğü yolunda herhangi bir kayıt göze çarpmıyor.
O halde İmam Ebû Hanîfe‘nin, “anadilde ibadet“e önceleri cevaz vermişken, daha sonra bu görüşünden dönerek “Sâhibeyn“in kavlini benimsediği yolundaki nakillerin kaynağı nedir?
(Devam edecek)
Milli Gazete – 26 Temmuz 2003