Hz. Aişe (r.anha) validemizin, Efendimiz (s.a.v) ile evlendiğinde kaç yaşında olduğu konusundaki birkaç soruya ortak bir cevap:
Her şeyden önce farklı bir kültür hakkında konuştuğumuzu bilmek durumundayız. Kültürden kültüre ve toplumdan topluma değişkenlik gösteren son derece şaşırtıcı hususlar vardır. Aileye ve insana bakış da bu değişkenler arasındadır. Asr-ı saadette, şimdi bize “sabi” gibi gelen nice genç insan savaşlarda Efendimiz (s.a.v)’in müsaadesi ile savaşmış, gazi veya şehid olmuştur! Hatta Milli Mücadele’de de bunun örneklerini görürüz. Geçenlerde televizyonlara da yansıdı. Bir okuldaki talebelerin tamamı Milli Mücadele’ye iştirak ettiği için okul öğrencisiz kalmış. (Tam da modern bakış açısının “çocuk istismarı” olarak damgalayıp afişe edebileceği türden bir durum değil mi?!) Şimdi o okula “Gazi” ünvanı verilmesi için çalışıyorlar!!
Dolayısıyla 1400 sene öncesinin Arap toplumu hakkında konuşurken bugün “modernleşmiş” (yani değer erozyonuna uğrayarak Batılı gibi düşünmeye/algılamaya başlamış) bir toplumun bireyleri olduğumuzu akıldan çıkarmamalı. Dünya bizim yaşadığımız coğrafya ve tarihten ibaret değil.
Bilindiği gibi sıcak ülkelerde kız çocuklarının büluğa erme ve gelişme yaşı soğuk memleketlere göre daha erkendir. Bugün bile Afrika ülkelerinde kız çocukları bize göre “erken/küçük” sayılabilecek yaşlarda gelişimini tamamlamakta ve evlenmektedir. Bu, yaşı ifade eden rakamdan ziyade gelişme durumuyla ilgili bir olaydır. Fıkıh kitaplarında evlilik yaşı ile ilgili olarak zikredilen rakamları, bu kitapların yazarlarının yaşadıkları coğrafyaların özelliklerini dikkate alınarak belirlediğine dikkat edilmelidir.
Öte yandan eğer Hz. Peygamber (s.a.v) döneminde ve o toplumda böyle bir evlilik “anormal” olsaydı, Efendimiz (s.a.v)’in düşmanlarının bu durumu mutlaka “malzeme” olarak kullanmış olmaları gerekirdi. Ancak böyle bir şey göremiyoruz. Şayet araştırılırsa, o dönemde ve benzeri iklim özelliklerine sahip coğrafyalarda Efendimiz (s.a.v) ile Hz. Aişe (r.anha) validemizin evliliğine benzer birçok evlilik vakasıyla karşılaşılacağını söylemek yanlış olmaz.
Söz gelimi kaynaklar, (Hayber Yahudilerinden iken, Hayber’in fethi akabinde Müslüman olup Efendimiz (s.a.v) ile evlenerek “mü’minlerin annesi” ünvanını alan) Hz. Safiyye (r.anha)’nin, Efendimiz (s.a.v) ile evlendiğinde 17 yaşında olduğunu kaydeder. İlginç olan şudur ki, o, Efendimiz (s.a.v) ile evlenmeden (yani İslam’a girmeden) önce ikinci evliliğini yapmıştı. Demek ki o dönemde ve o coğrafyada kız çocuklarının bugün bize hayli “erken” gibi gelen çağlarda evlenmesinde garipsenecek bir durum yoktu.
Kaynaklar, Efendimiz (s.a.v)’le 9 sene evli kaldıktan sonra Efendimiz (s.a.v) vefat ettiğinde Hz. Aişe (r.anha) validemizin 18 yaşında olduğunu, kendisinin de 57 veya 58 h. yılında 63 yaşında vefat ettiğini zikretmektedir.
Efendimiz (s.a.v)’in en sevdiği eşi olması hasebiyle pek çok olayda O’nun yanında, yakınında bulunmuş, dolayısıyla ezvac-ı tahirat (Efendimiz’in eşleri) içinde bir anlamda Efendimiz (s.a.v)’in “has talebesi” olmuş ve Efendimiz (s.a.v)’in vefatından sonra uzun yıllar O’nda aldığı ilmi kadın-erkek bütün topluma yayan bir ilim menbaı olarak büyük hizmetler ifa etmiştir. Gerek “ezvac-ı tahirat”, gerekse diğer hanımlar içinde en alim hanım olduğu, Sahabe’nin fakihleri arasında ilk sıralarda bulunduğu, Sahabe ve Tabiun kuşağının onun ilminden müstağni kalamadığı kaynakların ittifakla naklettiği hususlardandır.
Milli Gazete – 26 Kasım 2006