İlk sayısının çıktığı duyurusunu e-posta yoluyla öğrendiğimde bayağı heyecanlandığım, ama iki gün öncesine kadar alıp inceleme fırsatı bulamadığım (için hayli hayıflandığım) Hadis Tetkikleri Dergisi şu anda elimde. Dergiyle birlikte Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan hocanın Hadis Nasıl Okunur Okutulur ismini taşıyan son derece önemli kitapçığını gönderme inceliğini gösteren ilgililere (sanıyorum burada Doç. Dr. İbrahim Hatiboğlu ile Serkan Demir isimlerini özellikle anmam gerekiyor) şükranlarımı sunuyorum.
Dergiye geçmeden önce Prof. Dr. Çakan hocanın kitapçığı üzerinde durmak istiyorum. İslamî ilimlerin diğer dallarında olduğu gibi, Hadis öğrenimi konusunda da örgün eğitim platformları dışında –birçoğu ne yazık ki saman alevi gibi kısa süre içinde parlayıp sönüveren– yaygın eğitim faaliyetleri bulunduğunu biliyor, yaşıyoruz.
“Hadisten, hadis okuma zevkinin alınabilmesi ve beklenen ilmî birikimin gerçekleşebilmesi için, işin usûlî/teknik yönlerinin ihmal edilmemesi gerekir. Usûlü küçük, basit ya da gereksiz ve ihmal edilebilir görmek, bir anlamda gerçeğe saygı duymamaktır. Usûle uyulmadan varılacak sonuçlar doğru bile olsa “usûle aykırılık” kusuru ile mualleldir. Evet Usûl “her şey” değildir. Ama “çok şey”dir. Ona “hiçbir şey” gözüyle bakmak ise, bilimsellikle ilgisi olmayan bir yaklaşımdır…” diyor Prof. Dr. Çakan hoca ve önemli bir noktaya parmak basıyor. Usul‘den nasipsiz bir faaliyet “ilmî faaliyet” olarak nitelendirilemez; zira “güdük/çarpık” kalmaya mahkûmdur.
Hadis öğrenimi ve öğretimi esnasında uyulması gereken ve hakkında birçok kitap/risale kaleme alınmış olan “edep“ten söz etmek, aslında “rahmet“, “feyiz” ve “bereket“in hayatımızı niçin büyük ölçüde terk ettiği sorusunun da cevabını teşkil ediyor. “Edebe riayet“, sadece “ulum-i diniye” tahsil/tedrisi esnasında değil, hayatın bütün alan ve safhalarında şiarımız olmak gerekir. Bireysel ve toplumsal hayatımızda somut/gözle görülür bir iyileşme göremeyişimizi, “edep“ten başlayarak sıralayabileceğimiz bir dizi “soyut” “değer“e burun kıvırışımızda aramalıyız önce…
Prof. Dr. Çakan hoca’nın, “usulüne uygun” Hadis tedrisinin nasıl olması gerektiğini somut olarak ortaya koymak için “Cevamiu’l-kelim ile gönderildim…” hadisi üzerinde örnek bir çalışma yaptığı ve Hadis alanında uzmanlık eğitimini seçenlere yönelik son derece önemli bir dizi nasihat ile bitirdiği bu kitapçığını okuyunca, İbn Nâsıriddîn diye bilinen büyük Hadis hafızı Muhammed b. Ebî Bekr ed-Dimeşkî‘nin birkaç gün önce okuduğum et-Tenkîh fî Hadîsi’t-Tesbîh‘ini hatırladım ister istemez. “İki kelime (cümle vardır ki) Rahman’a sevgili, dile hafif, mizanda ağırdır…” hadisini konu edindiği bu eserinde müellif, mezkûr hadisi kendi senedleriyle zikrettikten sonra sıhhat durumunu belirtir, ricali (ravileri) üzerinde teker teker durur, senedle ilgili incelikleri ortaya koyarken nefis izahlarda bulunur.
Mesela hadisin ilk ravisi olan Ebû Hureyre (r.a) hakkında bilgi verirken asıl ismini, “Ebû Hureyre” künyesinin nereden geldiğini ve biyografisini zikreder. Ardından, son ravi sıfatıyla İmam el-Buhârî‘ye gelir. Bu nisbenin kaynağı olan Buhara hakkında bilgi verirken, şehrin coğrafi konumundan iklim durumuna, şehir planından mimari özelliklerine ve halkın yaşam tarzına kadar tarihsel, kültürel, coğrafî, folklorik, antropolojik… bir dizi değerli malumat aktarır.
Ardından hadisin metnine geçer ve önce kelimeler üzerinde filolojik, gramatik açıklamalar yapar. Arap dilinde temel bir kıstas olan Arap şiirine, Kur’an ve Hadis‘e göndermeler yapar. Hadisin metninin ihtiva ettiği “fevaid” hakkındaki açıklamalarından sonra “letaif“ine geçer ve burada teker teker yer veremeyeceğim nefis tesbitlerde bulunur.
Müteakiben hadisin metninin çağrıştırdığı anlamlar üzerinde durur, sonra hadisi dil bilimleri açısından inceler ve nihayet İmam el-Buhârî‘nin, eserini “niyet hadisi” ile başlatıp bu hadis ile nihayetlendirmesinin sebeplerini izah eder.
İbn Nâsıriddîn‘in, her bahsini Kur’an, Hadis, Selef ulemasının görüşleri ve şiirle zenginleştirip derinleştirdiği bu eser, Hadis tedrisinin yöntemi konusunda Prof. Dr. Çakan hocanın altını çizdiği hususların pratize edildiği güzel örneklerden birisidir…
Hadis Tetkikleri Dergisi üzerinde durmak amacıyla başladığım bu yazı, kendi akışını tayin etti gördüğünüz gibi. Dergi üzerinde konuşmayı bir sonraki yazıya bırakacağız çaresiz…
Milli Gazete – 25 Mart 2004