Dayanışma Ve Harcamanın Müslümancası

Ebubekir Sifil2008, Eylül 2008, Gazete Yazıları

Gerek Kur’an, gerekse Sünnet mü’minleri ısrarla “Allah yolunda infak”a çağırır. Tarih boyunca Ümmet-i Muhammed bu çağrıya/emre hassasiyetle riayet etmiş, yoksula, ihtiyaç sahibine, kimsesize kol-kanat geren, onları hayata bağlayan müesseseler vasıtasıyla infak görevini yerine getirmişlerdir. Vakıf müessesesi bunların başında yer alır. Akla gelebilecek her sahada kurulmuş vakıflar bunun en canlı misalidir.

Modern toplum, rekabet ve bireyin menfaatleri üzerine kurulduğu için, bencil, başkalarına karşı ilgisiz, hatta acımasız insan tipi modern toplumun adeta vazgeçilmez unsurudur.

Bu söylediğime, Batılı toplumlarda da düşküne, kimsesize, yoksula yardım eden müesseseler mevcut olduğun söylenerek itiraz edilebilir. Ancak bir nokta önemlidir: Müslümanlar tarih boyunca infak ve dayanışma kurumlarını “kardeşlik”, “manevî sorumluluk” gibi unsurlar temelinde kurup işletmişlerdir. Modern toplum yapısında ise bu duygulara yer yoktur.

Özellikle çeyrek asırdan beri ülkemizde infak ve dayanışma amaçlı müesseselerin hem sayıları, hem de nicelik ve nitelik olarak hizmetleri gözle görünür bir şekilde arttı. Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da büyük bir gayret, fedakârlık ve istekle çok yönlü hizmetlere imza atıyorlar.

İHH ve Cansuyu, göz dolduran hizmetlerine her gün bir yenisini ekleyen iki güzide müessesemiz.

Savaşın vuku bulduğu ve/veya etkisinin sürdüğü coğrafyaları, afet bölgelerini ve yoksulluğun bulunduğu her yeri kendisine görev alanı olarak belirleyen İHH, şu anda sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde faaliyette. Tecrübesi, aktif ve dinamik yapısıyla kriz ve afet bölgelerine ulaşmada çoğu zaman devletlerden bile hızlı hareket ediyor.

“Elini tutmazsan adı yetim kalır” sloganıyla yürüttüğü son kampanya, modern dünyaya mahsus bir utanç tablosunu insanlığın dikkatine sunuyor: Özellikle savaş ve afet bölgelerinde ilk şok atlatıldıktan sonra yapılar tesbitler çok sayıda yetim çocuğun kaybolduğunu ortaya koyuyor. Araştırıldığında bu çocukların, organ mafyasından cinsel istismar odaklarına kadar birçok insanlık dışı unsurun eline düştüğü ortaya çıkıyor. İHH, geliştirdiği “sponsor aile” sistemiyle bu çocukların, eğitim, barınma, sağlık… gibi problemlerini çözüyor.

Cansuyu derneği de bu alanda önemli hizmetler yürüten bir başka yüz akı müessese. Afrika’nın susuz bölgelerinde yaşayan mazlum insanları suyla buluşturan Cansuyu, en son Kamerun’un en kurak 15 bölgesinde çok sayıda su kuyusu açmış. Son olarak yine Kara Kıta’nın değişik bölgelerinde faaliyete geçireceği “çiftlik projeleri” ile insanlara kendi gıdalarını kendilerinin yetiştirmelerini sağlamaya hazırlanıyor Cansuyu.

Burada zikrettiklerim, bu iki güzide müessesemizin göğüs kabartan faaliyetlerinin çok cüz’î bir kısmı. İnternet sitelerini ziyaret ederek tüm faaliyetleri hakkında doğrudan ve detaylı bilgi edinilebilir. (http://www.ihh.org.tr, http://www.cansuyu.org.tr.)

Ramazan’ın coşku ve bereketini paylaşmayla, dayanışmayla taçlandırmak, “biz kardeşiz, buradayız, yanınızdayız” diyebilmek ve daha da önemlisi insanlığa “insanlığını” hatırlatmak için bu mübarek faaliyetlere ilginizi esirgemeyin.

Milli Gazete – 8 Eylül 2008