Bir kardeşimiz, Allah Teala’ya mekân isnadı anlamına gelen ve “amâ’ hadisi” diye bilinen rivayetin durumunu sormuş.
Ebû Rezîn’den (R.A.) nakledildiğine göre kendisi şöyle demiş: “Ya Resulûllah” dedim, “Gökleri ve yeri (veya mahlûkatı) yaratmadan önce Rabbimiz neredeydi?” Şöyle buyurdu: “Bulutta idi; (bulutun) altında da hava yoktu, üstünde de. Sonra Arş’ını su üzerinde yarattı.”
Genellikle böyle tercüme edilen bu hadis et-Tirmizî ; İbn Mâce , Ahmed b. Hanbel, İbn Hibbân , et-Taberânî ve daha başkaları tarafından rivayet edilmiştir.
İmam et-Tirmizî’nin “hasen bir hadistir” demiş olması bu rivayetin güvenilir olduğunu göstermez. İmam et-Tirmizî’nin “hasen” olduğunu söylediği –bunun gibi– birçok zayıf hadis vardır.
Bu hadis zayıftır. Zira;
- Senedindeki Hammâd b. Seleme isimli ravi, ömrünün sonuna doğru yaşlanmış, rivayetlerinin yazılı olduğu kitapları kontrol edemez olmuş, özellikle iki üvey oğlu tarafından onun bu zaafından istifade edilerek hadisleri arasına sokuşturmalar yapılmıştır. Yine bu zatın, ömrünün sonunda hafızasının bozulduğu, Allah Teala’nın sıfatları (müteşabihat) konusunda münker rivayetler naklettiği, rical kitaplarında altı çizilen bir husustur.
- Senedde Hammâd b. Seleme’nin üstünde yer alan ravi Ya’lâ b. Atâ,bu rivayetin Vekî’ b. Hades’den rivayetinde tek kalmıştır. Mezkûr Ya’lâ b. Atâ, pek çok rivayetinde tek kalmış bir ravidir. O rivayetleri kendisinden, Vekî’ b. Hades’ten (veya Ades) başka aktaran kimse olmaması da bir başka zaaf noktasıdır.
- Adı geçen Vekî’ b. Hades durumu tam olarak bilinmeyen (meçhul) bir ravidir. Böyle (durumu bilinmeyen) ravilerin rivayetlerine, özellikle de böylesi temel itikadî/imanî meseleler konusundaki rivayetlerine güvenilmez. Bunlar üzerine itikat bina edilmez.
Senedinde bulunan bu zaaflarına rağmen bu hadisi nasıl anlamak gerekir?
n Sahabî Ebû Rezîn’in (R.A.) “neredeydi?” tarzındaki sorusu Yüce Allah’ın belli bir mekânda olduğu ön kabulü üzerine sorulmuş bir soru değildir. Soru Allah Teala’nın “yüceliği” hakkında sorulmuştur.
n “Bulut” diye tercüme ettiğim kelime (sonu hemzeli) “el-Amâ’”dır ve “manevî hicâb/perde” diye anlaşılmalıdır.
n Bu kelime (sonunda hemze olmaksızın) “el-Amâ” diye de nakledilmiştir. Hadisin ravisi Ahmed b. Menî’, Hadis imamı Yezîd b. Harun’un, bu kelimeyi, “Yani O’nunla birlikte hiçbir şey yoktu” diye açıkladığını belirtmiştir. (Bunu İmam et-Tirmizî nakletmiştir.) Bu açıklama, kelimenin sonu hemzesiz olduğunda ifade ettiği anlamla örtüşmektedir.
n İmam el-Beyhakî bu kelimenin nasıl anlaşılması gerektiği sorusunu tartışırken şöyle der: “Efendimiz (S.A.V.), Yüce Allah mahlûkatı yaratmadan önce kendisinden başka hiçbir şey yoktu” demek istemektedir.” Meselenin özü de budur.
Vallahu a’lem…
“Tefsîr”, Hûd; Hadis no: 3109.
“Mukaddime”, 13; Hadis no: 182.
el-Müsned, IV, 11-12.
el-İhsân, VIII, 14.
el-Mu’cemu’l-Kebîr, XIX, 207.
Bkz. İbn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, III, 11 vd.
İbn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, XI, 354.
İbn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, XI, 115.
el-Esmâ ve’s-Sıfât, 377.
Milli Gazete – 26 Mart 2013