Bir Hadis

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Ağustos Ayı 2006 OS, Gazete Yazıları

Soru “Bir hadsi şerifle ilgili yorumlarınızı istirham etmek istiyorum. “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah günah işleyecek bir kavim getirir, onlar da tevbe eder ve Allah da onlara mağfiret ederdi” hadis-i şerifinin bir tefsiri var mıdır? Bir insan bu hadisten hareketle; “Allah bizim günah işlememizi istiyor” deyip türlü günahlar mı işlemelidir? Böyle yapak isteyen olabilir. Bu hadisi nasıl anlamalıyız?” Cevap Soruda zikredilen rivayet, başta Ahmed b. Hanbel, Müslim, et-Tirmizî olmak üzere pek çok Hadis imamı tarafından Ebû Eyyûb … Devamını Oku

Batı: “İslam”dan “Müslümanlar”a

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Gazete Yazıları

Yahudi-Hristiyan köklerden beslenerek gelen Batı dünyasının İslam ve Müslümanlarla fikrî düzeydeki ilişkilerini 3 safhada değerlendirmek mümkün görünüyor. 1. Müslümanlarla çatışma, münazara, münakaşa üzerine kurulu bir iletişim süreci. Batı’nın uzun ortaçağları boyunca bu süreç devam etmiştir. 2. Yeni keşf edilen ilmî metot ve imkânlarla İslam’ı kendi kaynaklarından öğrenme, bu suretle müslümanları epistemolojik zeminde “çözümleme” aşaması. Bu aşamada başat rol Oryantalist faaliyetlerindir. 3. Müslümanlar üzerinde yürütülen faaliyetlerin kültürel, antropolojik, sosyolojik zemine kaydırıldığı son dönem. Burada bir not kabilinden belirtilmesi … Devamını Oku

Zekâtla İlgili Bir Husus

Ebubekir Sifil2009, Ağustos 2009, Gazete Yazıları

İHH için hazırladığım, zekât konusunda pratik bilgiler ihtiva eden bir broşürde geçen bir paragrafa itiraz edilmiş. Gazete yazılarına verdiğimiz aranın ardından ilk yazıyı bu meselenin tavzihine ayırmayı elzem gördüm. Durum aşağıdaki gibidir: Söz konusu broşürde yer alan ifade şöyle: “Ev veya araba almak için ya da kötü günler için biriktirilen paraya zekat düşer mi? “Ev ve araba “aslî ihtiyaçlar” kapsamında olduğu için, bunları satın almak için biriktirilen paraya zekât düşmez…” Bu ifadeye gelen itirazlarda, “ev veya araba … Devamını Oku

Doğu Türkistanlı, Boşnak Veya Filistinli…

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Temmuz 2009

Uluslar arası sistemde sözünüzün geçmesi tek bir şeye bağlı: Güç! Onu oluşturmak için gerekli olan ilk unsur ise “irade”! Evet, dünyada sözü geçen, başkaları tarafından dikkate alınma, hesaba katılma ihtiyacı hissedilen bir güç haline gelmenin ilk ve en önemli şartı irade. Onu ortaya koyabilmek için gerçekçi zeminlere ihtiyaç var. Bu noktada aidiyetler merkezî önem taşıyor. Osmanlı’dan kalan boşluk üzerine inşa edilen modern Türkiye projesinin, dünya ölçeğinde tepki ve tavırları hesaba katılan bir ülke oluşturmak için gerçek anlamda … Devamını Oku

Mezhepsiz Müslümanlık ve Bid’at Ehlinin İmameti-4

Ebubekir Sifil2009, 2009 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Temmuz 2009, Temmuz Ayı 2009 OS

Telfik meselesindeki ihtilafın neye teflik deneceği noktasındaki bakış açısı farklılığına dayandığını bir önceki yazıda görmüştük. Rıhle’nin birkaç gün sonra –birleştirilmiş iki sayı halinde– çıkacak olan yeni sayısında konuyla ilgili bol miktarda malumat yer alıyor., Konuyla ilgilenenleri o sayıya havale ederek okuyucu sorusunun geri kalan kısımlarına dönelim: Kendisini herhangi bir mezheple mukayyet hissetmeyen kimseler Ehl-i Sünnet olarak tavsif edilebilir mi? Doğrusu kişiyi Ehl-i Sünnet çerçeveye dahil eden itikadî hususların herhangi birisini reddetmedikçe kimse Ehl-i Sünnet çerçevenin dışına çıkmaz. … Devamını Oku

“Dünyadan Kopmak” Mı, “Kendi Dünyasını İnşa Etmek” Mi?

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Temmuz 2009

“Dünyadan kopmak”, “dünyanın gerisine düşmek”, “dünyaya açılmak”, “dünyayla bütünleşmek”… Bütün bu cümlelerin içinde geçen “dünya” neresidir? Afrika mı, Latin Amerika mı, Asya bozkırları mı, Avustralya mı? Tabii ki hiçbiri değil. Ya da “öncelikle” bunlar değil. O halde neresi? Elbette Avrupa ve Amerika’nın temsil ettiği “Batı”! Dünyayı Batı’dan ibaret sayınca, öyle olduğunu söyleyenlerin telkinlerini sorgusuz sualsiz kabul edince, oradan gelen her şey “dünya”dan geldiği için “evrensel” olma özelliğini de kendiliğinden kazanmış oluyor. Orada üretilen ve tedavüle sokulan her … Devamını Oku

Mezhepsiz Müslümanlık ve Bid’at Ehlinin İmameti-3

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Temmuz 2009, Temmuz Ayı 2009 OS

Telfik kısaca, herhangi bir konuda birden fazla mezhebin ictihadını, sonuçta ortaya çıkan amel herhangi bir mezhebin ictihadıyla örtüşmeyecek şekilde birleştirmektir. Telfiki bu şekilde tarif etmemizin sebebi, ifta usulünü ilgilendiren bir husustur ki şudur: Avam bir meselede amel ederken iltizam ettiği mezhebin ictihadlarının dışına çıkabilir mi? “Avamın mezhebi müftisinin mezhebidir” sözü, avamın mezhep iltizamının herhangi bir pratik anlam ifade etmediğini anlatmaktadır. Zira avam hangi görüşün iltizam ettiği mezhebin müfta bih kavli olduğunu zaten bilmez. O, müftisine soracak, müfti … Devamını Oku

Mealler ve Gerçekler

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Temmuz 2009

Rıhle’nin 4. sayısında  bir miktar üzerinde durmuştuk. Dr. Serdar Demirel kardeşim de son derece isabetli tesbitler eşliğinde Vakit’teki köşesinde değinmiş son yazısında.[1]http://darulhikme.org.tr/?sf=haber&haberid=322&ktg=18. Ülkemizde meal meselesi –hayli bolartılmış da olsa– bir “imkân” olarak görülme sınırını çoktan aşmış, ciddi bir “tehlike” oluşturmaya başlamıştır. Meal yazarlarının gerekçelerine bakın: Diğerlerinin meallerinin şu veya bu noktalarda eksiklik/yetersizlik/arıza ile malul olduğu hemen hepsinin ortak tesbiti. Mevcut meallerin Kur’an’ın şiirsel/lirik üslubunu yansıtmadığı gerekçesiyle kaleme alınmış “manzum meal” bile mevcut. Yazılan her meal yeni bir mealin … Devamını Oku

Okuyarak Adam Olmak

Ebubekir Sifil2009, Gazete Yazıları, Haziran 2009

Okumadan istikamet sahibi olmak mümkün müdür? Geçmiş devirlerde bu soruya “evet” demek hayli kolaydı. Zira insanı çepeçevre kuşatan atmosfer, çevre, sokak, aile… müslümandı. Dini, okuyarak, tahsil ederek öğrenmek şart değildi. Görerek, dinleyerek ve dinin yaşandığı çevre içinde bulunmak suretiyle öğrenmek ve yaşamak daha yaygın ve kolaydı. Doğrusunu isterseniz, emniyetli olan da budur. Zira insanın, Din’in bilinçli bir şekilde yaşandığı müslüman bir çevrede nefsin ve insî-cinnî şeytanların iğvalarına kapılmadan yaşaması ve istikametini muhafaza etmesi şüphesiz daha kolaydır. Bu … Devamını Oku

Mezhepsiz Müslümanlık Ve Bid’at Ehlinin İmameti-2

Ebubekir Sifil2009, 2009 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2009, Haziran Ayı 2009 OS, Okuyucu Soruları

Yemen/San’a’dan yazan kardeşimizin sorusunun cevabına devam ediyoruz. Geçen hafta, kaldığımız noktayı hatırlayalım: Taklid ehli bir kimse herhangi bir fıkhî mezheple mukayyet olmaksızın hareket edebilir mi? “Avamın mezhebi müftisinin mezhebidir” kaidesi bu soruya “evet” demeyi kolaylaştırıyor gibi. Ama pratikte öyle midir? İşte burası önemli. “Avamın mezhebi olmaz” demeye gelen bu kaideye göre avam istediği zaman istediği mezhebin hükmüyle amel edebilir mi? Yani ben avam tabakasına mensup olarak, fıkıh bablarının her birisinde farklı bir mezhebin ictihadıyla amel edebilir miyim? … Devamını Oku