Soru “… Özellikle bu dönemde birçok akım ve fırkalar kendi metot ve düşüncelerine göre dine hizmet etmektedirler. Ta Orta Asya topraklarında hizmete gelen … Hoca grubu, Arabistan’dan gelip dini müesseseler açan Vehhabiler vs… “Hocam şöyle bir durumla karşı karşıyayız. Bir Müslüman Allah rızası için kitap bastırıp bedava dağıtıyor. (…) Biz de çoluk-çocuğumuzun eline geçmesin diye yine Allah rızası için o kitapları imha ediyoruz. Çoğumuz mukallit seviyesinde imana, ilkokul seviyesinde kültüre sahip olduğumuz için bir takım insanların peşine … Devamını Oku
Çifte Standart Mı?
Türkiye’nin Batılılaşma macerası “her şeye rağmen” devam ediyor. “Değiştirilmesi teklif dahi edilmeyecek” bu tercihin bize maliyeti üzerinde hakkı verilmiş bir muhakeme yapabilmek için fotoğrafı bir bütün olarak görmek zorundayız. Oysa tekil hadiselerle o kadar haşır-neşir durumdayız ki!.. Gündem adına içeride ve dışarıda ol-uşturul-anlarla bu derece yoğun bir şekilde meşgul, yani “işgal edilmiş” olmamız, kendi varoluş alanlarımızla ve imkânlarımızla aramıza koyduğumuz mesafe sebebiyledir. Olup bitenleri sağlıklı bir değerlendirmeye tabi tutacak mekanizmalardan –ki bireyi ve toplumu “kendisi” kılan onlardır– … Devamını Oku
Dinî Hükümlerin “İllet”i Ve “Hikmet”i-2
Dünden devam. İlk kategoriye giren hususların (namaz, oruç, hac…) “ta’lil edilmesi”, yani “münhasıran şu sebep, hikmet, gerekçe ve maslahat için emredilmişlerdir” tarzında noktasal tesbitlerin konusu yapılması mümkün ve doğru değildir. Bunlar hakkında olsa olsa neticelerine ve icra ediliş tarzlarına bakarak birtakım hikmetler tesbit edilebilir. Ancak bu hikmetleri onların biricik “illeti” kılmak yanlış olur. Söz gelimi Kur’an’da “Namaz kötülük ve fuhşiyattan alıkoyar” (29/el-Ankebût, 45) buyurulmuştur. Bu, namazın hikmetlerinden, sonuçlarından birisidir ve fakat namazın farz kılınışının “illeti” değildir. Aynı … Devamını Oku
Dinî Hükümlerin “İllet”i ve “Hikmet”i-1
Bugün internet üzerinden cevapladığım sorulardan birini daha –önemine binaen– paylaşmak istiyorum: Soru “Benim düşüncem İslami emirlerin arkasındaki dünyevi faydaların ve hikmetlerin açıklanması ve araştırılmasının insanlara -ve aslında bana- faydalı olacağı yönündeydi. “Modern zamanlarda İslâm’ın insan menfaatlerine ne kadar uygun bir din olduğunu ispatlama gayreti alabildiğine yaygınlaştı” sözünüz ve devamı bana bu uğraş hakkında pek de olumlu görüşleriniz olmadığını düşündürdü. Dolayısıyla bunun açıklamasını, bu görüşünüzün nedenlerini ve kanıtlarını daha açık bir şekilde görmek ve öğrenmek, benim düşüncelerimin daha … Devamını Oku
Sanal Tehdit: İrtica
Bir kelime düşünün ki, üzerinden darbeler yapılıyor, toplumsal kırılmalar yaşanıyor, ülkenin bütün dengeleri alt-üst oluyor… Söylendiğinde –ki söyleyenler onu nasıl vurgulayacaklarını çok iyi biliyor– birden hava elektrikleniyor, nefesler tutuluyor; toplumu heyecanlı ve kaygılı bir bekleyişin titremesi sarıyor. Arkasından düdük çalıyor ve “mola!”… Bugüne kadar “irticaî” faaliyet olarak değerlendirilen eylemleri gerekçe gösterilerek görevine son verilmiş sivil-asker kamu görevlilerinin sayısı kaçtır acaba?! Bunların aileleri ve çocuklarıyla birlikte yaşadığı dram bu toplumun “meselesi” olarak bugün değilse yarın bir şekilde karşımıza … Devamını Oku
Geç Kalmış Bir “Niyet” Yazısı
Öncelikle Ramazan ayının bütün İslam alemine ve insanlığa hayırlar, bereketler getirmesi niyazıyla başlayalım. Pek çok Hadis alimi tarafından nakledilen, İmam el-Buhârî tarafından da son derece anlamlı bir ima ile el-Câmi’u’s-Sahîh’in giriş rivayeti yapılan “Niyet hadisi” hepimizin malumudur. Mahreci (sahabî ravisi) itibariyle haber-i vahid olan, ancak diğer tabakalarda “meşhur” seviyesine yükselen bu rivayet dolayısıyla pek çok şey söylenebilir, söylenmiştir. Burada sadece birisi üzerinde duracağım. Niyetin, özellikle “ibadetler” sahasına taalluku, ulema tarafından üzerinde hassasiyetle durulmuş bir meseledir. Hanefîler dışındaki … Devamını Oku
Diyalog Sürecinde Yeni Bir Dönemeç
Papa 16. Benediktus’un malum konuşması, farklı kesimlerde farklı yankılanmaya devam ediyor. Diyalog faaliyetlerini onaylamayanlar –biraz da haklı olarak– ” alın size diyalog” derken, bu faaliyetleri onaylayanların ve yürütenlerin ilk şoku atlattıktan sonra savunma stratejisini şu söylem üzerine oturtmaya çalıştığı gözleniyor: Bizim kasdettiğimiz ve yürüttüğümüz diyalog ne Vatikan’a ne de Papa’ya bağımlı. Biz kendi diyaloğumuzu yürütüyoruz. “Papa’ya kızıp diyaloğu bozamayız.” Dolayısıyla kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, gerekirse “Papa’ya rağmen diyalog”a devam!.. Nitekim ülkemizde Fethullah Gülen … Devamını Oku
Papa’nın Derdi Ne?
Durup dururken, hele de “diyalog” meselesi zihinlerde şöyle veya böyle yer etmeye başlamışken Papa o “talihsiz” sözleri niçin söylemiş olabilir? Terörü İslam’ın yanına koyarken aklı ondan uzaklaştıran bu tavrı nasıl okumalıyız? Papa ne yapmak istiyor? Önce bir noktanın altını kalın çizgilerle çizelim: Papa ne söylediğini çok iyi biliyor. Bunu, “maksadını aşan” bir konuşma olarak yorumlamak fazlasıyla zorlama ve saflık derecesinde iyimserlik olur. Onun bulunduğu konumda bulunanların, böylesi hassas bir konuda kelam ederken kelimeleri, cümleleri hatta vurguları nasıl … Devamını Oku
Organ Nakli-2
Diyelim ki “zaruret” durumu bahis konusudur ve gerek bu temelden, gerekse “iki zarardan hangisi daha hafif ise o tercih edilir” gibi kaidelerden hareketle insan uzuvlarının muhterem/mükerrem olduğu gerçeği organ nakli bağlamında göz ardı edilebilir. Ancak bu durum, organ naklinin cevazına hükmedenler bakımından açıklığa kavuşturulması gereken başka noktalar bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu babda en önemli noktalardan biri, donör (verici) durumundaki kişinin ölümünün tam anlamıyla gerçekleşip gerçekleşmediğinin tesbitidir. Beyin ölümü gerçekleştiği halde kalp atışı cihaza bağlı olarak sürdürülen hastalar … Devamını Oku
Organ Nakli-1
Soru Organ bağışı yapmak caiz midir dinen? Bir kişi çıkdı, organ bağışlayanları cehennemlik ilan etdi. Bu doğru mu? Bir de fetva ehlinde aranan şartlar nelerdir? Her önüne gelen fetva verebilir mi? Cevap Organ nakli ile ilgili kısımdan başlayarak cevaplayacak olursak; Organ nakli, hakkında en fazla soru sorulan ve ihtilaf edilen güncel meselelerden birisi. Konuya mesafeli duranlar birkaç gerekçe ileri sürüyor. Belli başlılarını şöyle özetleyebiliriz: İnsan bütün uzuvlarıyla muhterem/mükerrem bir varlıktır. Dolayısıyla herhangi bir uzvunun dokunulmazlığının –canlı veya … Devamını Oku