Abdülaziz Bayındır nüzul-i İsa (a.s) meselesi üzerinde dururken önce 11/Hûd suresinin başında yer alan ayetlere dayanarak şu tarz bir kurgu yapıyor: Eğer bir Kur’an ayetinde birden fazla anlama gelen bir kelime yer almışsa, hangi anlamın kastedildiği, mutlaka bir başka ayette açıklanmıştır. 3/Âl-i İmrân suresinin 55. ayetinde geçen “teveffî”nin ya “ölüm” veya “uyku” anlamında olabileceğini, hangi anlamın kastedildiğininse 11/Hûd suresinin başındaki ayete göre yine Kur’an’da belirtilmiş olması gerektiğini söyleyen Bayındır, sözü 5/el-Mâide, 117. ayetine getiriyor ve bir kısmını … Devamını Oku
Maide-117 Ve Nüzul-İ İsa (as)-2
5/el-Mâide, 117. ayeti Hz. İsa (a.s)’ın göğe çekildiği ve kıyamete yakın yeryüzüne tekrar ineceği inancını (Abdülaziz Bayındır’ın tabiriyle “sistemini”) “çökertecek” bir muhtevaya sahip midir? Bunu söyleyebilmek için bu ayette geçen “teveffî”nin “mevt” anlamına geldiğinin “kesin biçimde” ortaya konulması gerekir. Bayındır’ın kurgusu şöyle: Madem ki Allah Teala’nın hitabı ve Hz. İsa (a.s)’ın cevabı bu ayete göre mahşer günü vuku bulacaktır. O halde Hz. İsa (a.s)’ın buradaki “felemmâ teveffeytenî: Sen beni vefat ettirdiğin zaman” ifadesi, “Sen beni öldürdüğün zaman” … Devamını Oku
Maide-117 Ve Nüzul-İ İsa (as)-1
Hz. İsa (a.s)’ın nüzulüyle ilgili olarak yıllar önce Daru’l-Hikme’de yaptığımız bir açıkoturumda meseleyi olabildiğince etraflı bir şekilde işlemiştik. Bu açıkoturum deşifre edilerek siteye konulmuştu.[1]http://www.darulhikme.org.tr/?sf=icerik&haberid=66&ktg=1&mad=Ebubekir Sifil Hoca ile Nuzul-i İsa (a.s.) Üzerine O açıkoturumda meseleyi, ref’ ve nüzul boyutllarına delalet eden ayetler merkezinde konuşmuş ve yine bu ayetlere getirilen itirazlar üzerinde durmuştuk. Aradan yıllar geçti. Birkaç gün önce internette bir videoya tesadüf ettim. Abdülaziz Bayındır konuşuyor. Sadece belli bir kesitinin verildiği anlaşılan konuşmasına Bayındır, “İsa aleyhisselam tekrar inecek diye … Devamını Oku
Camide Ayin
Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı’daki Pazaryeri camiinde Patrik Bartholomeos tarafından düzenlenen ayin hayli tartışıldı. Olay Dinlerarası Diyalog bağlamında yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi: Gayrimüslimler camilerde ayin yapabilir mi? Meselenin Diyalog bağlamında nereye oturduğu açık. Diyalog sürecine bir kere girildiğinde bu tarz işlerin meydana gelmesi kaçınılmaz oluyor. Meselenin aslına girmeden bir noktaya açıklık getirelim: Fıkh’ı, “yeni durumlara yeni çözümler bulma mekanizması” olarak gören hastalıklı bakış, önce fiili işliyor, fetva arayışı arkasından geliyor. Atı arabanın arkasına … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-29
Fethullah Gülen hocaefendiye ABD’de sağlanan sadece ikamet imkânı değil. Cemaatin orada da yapılandığı ve çok yönlü faaliyetler yürüttüğü bilinen bir husus. Bu durumu nasıl değerlendirmeliyiz? Şu bir gerçek: ABD için öncelik sıralamasının en başında yer alan husus kendi “kırmızı çizgileri”dir. Herhangi bir ekonomik girişim, fikrî oluşum, devlet, rejim, cemaat, tarikat, kişi, kuruluş… bu çizgileri geçme anlamına gelecek bir eğilim göstermediği etmediği sürece ABD için problem oluşturmaz. Böyle bir eğilim taşıyanların “kara liste”ye alındığı ise herkesin malumu. Hatta … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-28
S–33) “Özellikle dinler arası diyalog konusunda Fetullah Gülen cemaatinin yaptıkları ne kadar yararlı? Zaralı ise neden zararlı? İslam’a düşman bir ülke neden Hoca efendiye üst düzey bir koruma sağlamaktadır? Yurt dışında yapılan okullar gerçekten tv’lerde gösterildiği gibi yararlı mı? Ayrıca ekranlara çıkıp ta İslam ve peygamberi hakkında güzel açıklamalar yapan Ehl-i kitaba inanmalı mıyız?” Bu sorunun cevabıyla “Bediüzzaman ve Risale-i Nur” başlıklı faslın sonuna gelmiş oluyoruz. Farklı bağlamlarda pek çok kez ele aldığımız bu mesele hakkında bu … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-27
S–32) Nur cemaatleri siyaset konusunda şerdir deyip bu alanda nötr olmaları gerekirken neden o şerri işleyen siyasi partilerin yanında yer almaktalar? 23 numaralı soruya cevap olarak ifade etmeye çalıştığım hususlar hatırlanacak olursa Nur cemaatinin siyaseti “şer” olarak gördüğünü söylemenin doğru olmadığı kolayca anlaşılacaktır. “Şer” nitelemesini Bediüzzaman, oy verme noktasında CHP veya DP’den birini tercih bağlamında kullanmıştır. İkisini de “şer” olarak nitelendirdiği bu partilerden birinin (DP) diğerine göre “daha hafif/az şer” olduğunu ifade maksadıyla “ehven-i şerreyn” ıstılahını kullanmıştır. … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-26
S–31) “Bugün kaç çeşit nur cemaati vardır ve anlayışları hakkında bilgi verebilir misiniz?” “Nurculuk” diye ifade edilen yapı içinde gerek Risale-i Nur’a ve siyasete bakışları, gerekse “hizmet” anlayışları, etkinlik… bakımından birbirinden farklı 40 kadar grubun bulunduğu ifade edilmektedir. Bediüzzaman merhum Nurculuk olarak ifade edilen hareketin başına kendisinden sonra kimin geçeceği konusunda herhangi bir yönlendirmede bulunmadığı için onun 1960 yılındaki vefatından kısa bir süre sonra ilk bölünme yaşandı. “Yerine birisini bıraksaydı bölünme olmazdı” demenin çok kolay olmadığını da … Devamını Oku
Meal Sahiden Yeterli Mi?
Kur’an-ı Kerim insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak ve onlara yolun doğrusunu göstermek için inzal buyurulmuştur. Nazil olduğu dönemden bugüne kadar bu maksadı gerçekleştirmiştir, bundan sonra da gerçekleştirecektir. Bu cümleler kesin bir hakikati dile getiriyor olmakla birlikte, bugün bizim için gündem konusu olan bir meseleye açıklık getirmiyor. Nedir o gündem? Kur’an bir taraftan “bütün insanlığa” hidayet rehberi olduğunu söylerken, bir taraftan da “mü”minlere/müttakilere/muhsinlere” hidayet rehberi olduğunu vurguluyor. Onun bütün insanlığa hidayet rehberi oluşuyla mü’minlere/müttakilere/muhsinlere –hatta bu sonuncuların her birine– … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-25
S–28) Risalelerin yazıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda böyle zorlu bir ortamda örneğin cehennem nerede, cennet nerede, Hızır, İlyas ve İsa aleyhimusselamların makamları nerde gibi sorularla meşgul olması ne kadar gerekli bir durumdur? Ve gerçekten bu meseleler önemli meseleler mi ve nasıl değerlendirilmelidir? Risalelerin belli bir konjonktürde kaleme alınmış olması, soruda zikredilen türden konuların işlenmesine mani değildir. Daha önce de ifade ettiğim gibi Risale-i Nur’da İslamî ilimlerin hemen her dalına taalluk eden bahisler vardır. Yine bilindiği gibi bu … Devamını Oku