Milletimiz bu “cambaza bak” numarasına kanacak ya da çaresizlikten kanmış gibi yapıp susup oturacak dönemleri çoktan geride bıraktı! Gerektiğinde kan tükürür, kızılcık şerbeti içtik deriz; kırılan kolu yen içinde tutarız. Ama varlığını bu milletin değerleriyle savaş üzerine bina etmiş iç ve dış ifsat şebekelerinin aşağılık emellerine hizmet etme ya da işlerini kolaylaştırma anlamına gelecek bir tutum içine girmeyi kendimize saygısızlıktan öte, vatana-millete ihanete eş sayarız.
Seçim Dolaysıyla Son Olarak
İttihat Terakki’nin kurucularından İbrahim Temo, anılarında ilginç bir itirafta bulunur: “…dedim ki: Yahu, biz toplanıp hasbihal ediyoruz ve dertleşiyoruz, Osmanlı idaresini, başımızda bulunan bu istibdad belasını tenkid edip duruyoruz. Ya birgün Abdülhamid insafa gelir, tuttuğu yolun çıkmaz bir sokak olduğunu anlar ve etrafındaki muzır mikropları temizleyerek “buyurun efendiler, bu idare arabasının dizginlerini elinize vereyim; geliniz ıslahata başlayınız, vatanı kurtarınız” derse? Biz yalnız kuru bir tenkidle vakit geçirdiğimiz için bir hazırlığımız, ciddi bir programımız yoktur. Vatana dönüşümüzde iş … Devamını Oku