İslam Coğrafyası’nın Batı’nın işgal ve istilasına maruz kaldığı –bilhassa 19 ve 20.– yüzyıllarda, Ümmeti uyandırmak ve işgale örgütlü biçimde karşı durmak için pek çok bağımsızlık hareketi ortaya çıkmıştır. Bu hareketlerde ulema ve üdebanın hiç şüphesiz ayrı bir yeri ve ağırlığı olmuştur. Söz gelimi İngilizlerin Hindistan’ı işgali sonrası 1857’de gerçekleşen büyük ayaklanmada Hint ulemasının ağırlığı tartışılmazdır. Bu ulemanın Hanefî-Mâturîdî çizgiyle Tasavvufî karakteri mezc eden Diyobend ekolünden geliyor olması, üzerinde ayrıca durulması gereken son derece önemli bir noktadır. (Hiç … Devamını Oku