Rahmetli Mâlik Şahbâz’ın hikâyesi malum… Malcolm dönemindeyken saçını öykündüğü beyazların saçlarına benzetmek için kendine reva gördüğü muameleler… Ruhunu satanların ortak hikâyesidir o.. Bilmezler ki ruh gittiğinde geriye kalan sadece “ceset”tir; onun diğer vasıfları gibi rengi de sadece bir “araz”dır ve arazlar baki değildir… Bir itham yazısı yazmış hakkımda. Adımı anmaya cesaret mi edememiş, başka bir sıkıntı mı olmuş, bilmek isterdim. Aklınca ironi yapmış Malcolm Mustafa Öztürk. Cerh-Ta’dil dili kullanarak yalancılığıma, fasıklığıma hüküm kesmiş “Kuramer Rivayetlerinde Kizbu’r-Râvi (Yalancılık) Sorunu” başlıklı yazısında.
Din’i Kimden Öğrenmeli?
Ümmet olarak belki de en önemli problemimiz, dini, temelden arızalı yaklaşımlardan (Şiilik, Modernizm, Vehhabılik), mütefekkirlerden (Cemil Meriç, Aliya lzzetbegoviç, …) ya da mühtedilerden (Muhammed Esed, Roger Garaudy, Martin Lings, Rene Guenon, Fritjof Schuon … ) öğrenmekte bir beis görmeyen, hatta bunu “ayrıcalık” sayma zaafıyla malul oluşumuz. Ya da böyle yapmaya mecbur bırakılmış olmamız. Oysa bunların kimi “yapı-bozucu etki yapıyor; kimi “yetersiz” kalıyor/bırakıyor. Bu kaynakların hangisinden beslenirsek beslenelim, bir şeyler yanlış gidiyor, birşeyler aksıyor. Çünkü alt yapımız yok; çünkü alt yapı inşa eden “yerli alimler kadromuz” ve onları yetiştirecek olan müesseselerimiz yok. Kim olursa … Devamını Oku