Seferîlik Kıstası ve Kadının Mahremsiz Yolculuğu 2

Ebubekir Sifil2015, 2015 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2015, Şubat Ayı 2015 OS


Kaynaklara göre seferîlik meselesinde esas alınması gerekenin, “sefer süresi” değil, “gidilecek mesafe” olduğunu söylemiştik. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinin hükmü böyledir. Bu mezheplere göre seferî sayılmak için belirlenen süre 2 gün veya 2 gece yahut 1 gün ve gecedir.[1]Hanefî mezhebi ile bu üç mezhep arasındaki ihtilaf da, bu üç mezhebin kendi aralarındaki ihtilaf da, farklı delillerin esas alınmasından ve bir kısım delillerin farklı … Continue reading

Delilleri, “Ey Mekkeliler! Mekke’den Usfân’a gidişte dört berid’den aşağısında namazlarınızı kısaltmayın”[2]Sünenu’d-Dârekutnî, II, 232. Hadis, birçok yönden zayıftır. Detay için bk. İbnu’l-Mülakkın, el-Bedru’l-Münîr, IV, 542 vd. hadisi ile Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbâs (r.anhuma) gibi sahabîlerin söz ve fiilleridir.[3]el-Beyhakî, es-Sünenu’l-Kübrâ, III, 136 vd.

Bu üç mezhebe göre bir kimse, bu mesafeyi belirtilen zamandan daha önce kat etmiş olsa bile yine seferî sayılır.

  • Mâlikî mezhebinin görüşünü allame ed-Düsûkî şöyle ifade eder: “Yolculuğu, uçarak veya başka bir şekilde bir lahzada yapmış bile olsa yine de namazını kısaltır.”[4]Hâşiyetü’d-Düsûkî, I, 358.
  • Şâfi’î mezhebinin görüşünü İmam en-Nevevî şöyle nakleder: “Yolcu, sefer mesafesini bir saatte (kısa bir sürede) kat etmiş olsa bile namazını kısaltır.”Bu ifadeyi eş-Şerbînî şöyle açıklar: “Geminin şiddetli rüzgâr gibi bir sebeple hızlı yol alması gibi…”[5]Her iki ifade için bkz. eş-Şerbînî, Muğni’l-Muhtâc, I, 401.
  • Hanbelîlerin görüşü de şöyle ifade edilmiştir: “Yolcu, 4 rekâtlık namazları icma ile 2 rekât olarak kılar; isterse sefer mesafesini bir saatte almış olsun.”[6]el-Bühûtî, Şerhu Münteta’l-İrâdât, I, 602.
  • Hanefî mezhebinin hükmüne gelince; kaynaklar, çoğunluğu teşkil eden fukahanın, seferde “süre”nin (gün) değil, “mesafe”nin (fersah/mil…[7]1 fersah; 3 mil/12 bin adımdır.) esas alınması gerektiği görüşünü benimsediğini nakletmektedir.[8]Bkz. Ali el-Karî, Fethu Bâbi’l-İnâye, I, 390-1; et-Tehânevî (Tânvî), İ’lâu’s-Sünen, VII, 283.

Bu görüş doğrultusunda sefer mesafesinin üç günden daha az bir sürede kat edilmesi halinde bile sefer hükümleri geçerli olacaktır[9]Bkz. İbn Nüceym, el-Bahru’r-Râik, II, 140; ez-Zeyla’î, Tebyînu’l-Hakâik, I, 209; el-Kâsânî, Bedâyi’u’s-Senâyi’, I, 392; el-Haskefî, … Continue reading ki, bu durum Hanefî mezhebinin de bu meselede diğer mezheplerle aynı görüşte olduğunu gösterir.

Nitekim biri üç günlük, diğeri daha kısa süre alan iki yolu olan bir yere uzun yoldan giden seferî sayılacak, diğeri sayılmayacaktır. Yahut deniz seferinde rüzgâr hızlı estiği takdirde normal şartlar altında 3 günde alınacak mesafe iki gün veya daha az sürece kat edilecek olsa, yine de sefer hükümleri uygulanacaktır. Fetva da buna göre verilmiştir.[10]Bkz. el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 138-9.

Bütün bu söylediklerimizin bugüne bakan yanı şudur: Günümüzde çok uzun mesafeler çok kısa sürelerde kat edilir hale gelmiştir. Aralarında binlerce kilometre bulunan ülkeler arasındaki yolculuklar bile artık birkaç saat içinde gerçekleşebilmektedir. Bu durumda fukahanın yukarıda özetle zikrettiğimi hükümlerini esas alarak namazları kısaltarak (dört rekâtlı farzları iki rekât olarak) kılmak dert mezhebe göre de meşrudur, caizdir; hatta esas alınan görüşün bu olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Devam edecek.

Vahdet Gazetesi – 28 Şubat 2015

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 Hanefî mezhebi ile bu üç mezhep arasındaki ihtilaf da, bu üç mezhebin kendi aralarındaki ihtilaf da, farklı delillerin esas alınmasından ve bir kısım delillerin farklı değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Meselenin detayı Hilâfiyât kitaplarındadır.
2 Sünenu’d-Dârekutnî, II, 232. Hadis, birçok yönden zayıftır. Detay için bk. İbnu’l-Mülakkın, el-Bedru’l-Münîr, IV, 542 vd.
3 el-Beyhakî, es-Sünenu’l-Kübrâ, III, 136 vd.
4 Hâşiyetü’d-Düsûkî, I, 358.
5 Her iki ifade için bkz. eş-Şerbînî, Muğni’l-Muhtâc, I, 401.
6 el-Bühûtî, Şerhu Münteta’l-İrâdât, I, 602.
7 1 fersah; 3 mil/12 bin adımdır.
8 Bkz. Ali el-Karî, Fethu Bâbi’l-İnâye, I, 390-1; et-Tehânevî (Tânvî), İ’lâu’s-Sünen, VII, 283.
9 Bkz. İbn Nüceym, el-Bahru’r-Râik, II, 140; ez-Zeyla’î, Tebyînu’l-Hakâik, I, 209; el-Kâsânî, Bedâyi’u’s-Senâyi’, I, 392; el-Haskefî, ed-Dürrü’l-Muhtâr, II, 603.
10 Bkz. el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 138-9.