Okuyucunun 4. sorusu şöyleydi:
“4. Thomas İncili’ni ilk defa duydum; benim bildiğim kadarıyla Matta, Markos, Luka, Yuhanna vardır.”
Soru metninde isimleri zikredilen metinler M.S 325 yılında İznik’te düzenlenen konsile damgasını vuran Roma İmparatorluğu’nun gücüyle “kanonik (yasal/sahih) inciller” olarak ilan edilene kadar 100’den fazla incil metni dolaşımdaydı. Bu süreçte, adı geçenler dışında kalan İncil metinleri “apokrif” (uydurma/zararlı) ilan etmek suretiyle yasaklamıştı. Bu noktadan itibaren Kanonik İnciller dışında kalan İncil metinleri tabir yerindeyse “yer altına çekildi.” Ele geçirilenler Kilise tarafından imha edildi, onları bulunduranlar, okuyanlar ölüme kadar giden ağır cezalara çarptırıldı.
Ancak bazı rahipler, Kanonik ilan edilenler dışındaki birtakım incillerin de aralarında bulunduğu 45 metni kopya etmeyi başardılar. Oluşturdukları nüshaları deri ciltler içinde muhafazalı bir şekilde bir kap içine yerleştirdiler ve Yukarı Nil vadisindeki kayalık bir yere gizlediler. Yaklaşık 1600 yıl Nec’u’l-Hammâdî denen bu bölgede gizli kalan söz konusu metinler, 1945 yılında çobanlar tarafından bulundu. Halen Kahire’deki Coptic Museum’da muhafaza edilen ve tamamı Koptça (Kıptî dili) olan bu “apokrif” metinler arasında Tomas, Philip ve Valentine incilleri de bulunuyordu.
Her ne kadar 12 Havari’den biri olan Tomas’la özdeşleştirilse de, Tomas İncili’nin yazarının havari Tomas olması mümkün görünmemektedir. Tıpkı “kanonik” incillerden Matta ve Yuhanna’nın havari Matta ve Yuhanna’ya izafe edilmesi gibi burada da havarilerin otoritesinden istifade amaçlı bir operasyon bulunduğunu sezmek zor değil.
Tomas İncili Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu tarafından ilk olarak OMÜİF dergisinin 4. sayısında (1990) Türkçeye çevrilerek yayımlandı. Arkasından Prof. Dr. A. Yüksel Özemre tarafından “İsa’nın 114 Hadisi” adıyla neşredildi (2002). Prof. Dr. Özemre, belki de İslam Dünyası’nda ilk olarak bir İncil metnine şerh yazan Müslüman oldu.
Önsözde incil tarihi hakkında detaylı bilgi de veren Özemre, şerh ettiği pasajların mistik karakterine de özellikle dikkat çekmiştir.
Bu neşirden sonra Prof. Dr. Sarıkçıoğlu, Diğer İnciller adıyla yayımladığı değerli çalışmada, bugüne kadar Hristiyan dünyanın “apokrif” kabul ettiği ve aralarında –Barnabas İncili dışındaki– diğer bir kısım İncil metinlerinin de bulunduğu irili ufaklı 21 metni okuyucunun istifadesine sunmuş oldu.
Bu yazı serisinin ilkinde verdiğim okuyucu sorusunun metninde Tomas İncili’ne atfen zikredilen pasajlar da Tomas İncili’nde bulunmaktadır.
Ancak burada bir noktaya dikkat çekmek gerekmektedir: Sözünü ettiğimiz Tomas İncili’nin ortaya çıkmasından uzun asırlar önce İsrailli Filozof Toma’nın İncili adıyla apokrif bir metinden söz edilmektedir. Özemre’nin de belirttiği gibi, “Çocukluk incilleri”nin muhtevasına sahip bulunan ve Hz. İsa’yı intikamcı tabiatüstü bir varlık olarak tanıtan bu metnin bahse konu Toma İncili’yle isim benzerliği dışında herhangi bir bağlantısı yoktur.
Yine bu bağlamda Mani inancı mensuplarının kaleme aldığı bir diğer Tomaya Göre İncil’den daha bahsedilmektedir. Mani’nin üç sapkın müridinden birinin yazdığı belirtilen bu metnin de Toma İncili’yle herhangi bir ilişkisi yoktur.
2 Mayıs 2015 – Vahdet Gazetesi