Namazda Ayakların Durumu

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Nisan 2010, Nisan Ayı 2010 OS, Okuyucu Soruları

Soru

Selamun aleykum,

Namazda ayakların arasını 4 parmak aralıkta tutmanın sünnet olduğunu Nurul Izah, Merakıl Felah, Halebi Sağir kitabında okudum. Bu hüküm namazı yalnız başına kılan için mi geçerli? Çünkü Nebi (sas): “Vallahi ya saflarınızı düzeltirsiniz, yahutta Allah kalblerinizi başka başka taraflara çevirir.” dedi. Numan (ra) dedi ki: Ben sonra gördüm ki herkes omuzunu arkadaşının omuzuna, dizini arkadaşının dizine, topuğunu da arkadaşının topuğuna yapıştırıyordu.” (Ebu Davud, 662)

Ayrıca Buhari’de şu rivayet var: Enes (r.a.)’in nakline göre Rasulullah (s.a.v.): “Namaz safflarınızı doğrultunuz. Çünkü ben sizleri sırtımın arkasından da görürüm” buyurdu. Enes (r.a.) şöyle dedi: Bizim her birimiz kendi omuzunu arkadaşının omuzuna, ayağını da arkadaşının ayağına yapıştırırdı. (Buhari, 725)

Abdullah Parlıyan, Riyazus Salihin tercümesinde bu rivayetten sonra şöyle der:

“Bu hadisin son bölümünde “omuzlarımızı ve ayaklarımızı birbirine yapıştırdık” bölümüyle saflardaki düzenleme yerde ayaklarla yukarıda da omuzlarla yapılıyor. Bugün bu hadisi tatbikata koyan bazı müslümanlar Hacc ve Umre maksadıyla geldikleri Mekke ve Medine’de ayaklarını ayaklarına bitiştiren kimseleri kınayıp ayıplıyorlar. Bu hadisi görmedikleri için böyle düşünüyorlar. Mekke, Medine ve diğer ülkelerde ayaklarını birbirine yapıştıran kimseleri görürsek kınamayalım; bu sünneti yerine getirdikleri için takdir edelim biz de öyle yapmaya çalışalım.” (Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 326.)

Bu sözleri doğrulayan şöyle bir rivayet gelmiş:

Enes (r.a.)’in nakline göre Rasulullah (s.a.v.): “Namaz safflarınızı doğrultunuz. Çünkü ben sizleri sırtımın arkasından da görürüm” buyurdu. Enes (r.a.); “Her bir kişinin omuzunu yanındakinin omuzuna, ayağını ayağına yapıştırdığını gördüm. Bunu bugün herhangi bir kimseye yapsam, sanki huysuz katır gibi benden kaçar.” demiştir. (El Muhlis Fevaid’inde, Ebu Yala, Said b. Mansur, Ibn Ebi Şeybe 1/351 ve İsmaili nakletmiş; bkz. Fethul Bari 2/247)

Böyle yapınca da 4 parmaktan fazla oluyor cemaatta. Ves selam.

Cevap

Namazda ayakların durumuyla ilgili olarak Hanefî mezhebinin kaynaklarında “dört parmak” kaydının zikredildiği doğrudur. el-Aynî bunun müstehap olduğunu belirtmiştir.[1]el-Aynî, Şerhu Süneni Ebî Dâvud, III, 354.

İbnu’l-Hümâm, namaz kılan kimsenin kıyamda ayaklarının arasındaki açıklığın dört parmak miktarı olmasının uygun olacağını söyledikten sonra, İmam et-Tahâvî’nin, bu görüşün sahih olduğunu belirttiğini vurgular.[2]İbnu’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, I, 258.

Sahîhu’l-Buhârî üzerine yazdığı kıymetli şerhte Muhammed Enverşâh el-Keşmîrî bu mesele üzerinde dururken, namazda ayakların arasındaki açıklığın cemaat halinde kılınan namazla münferit kılınan namazda birbirinden farklı olacağına dair Sahabe ve Tabiun’dan herhangi bir nakil gelmediğini belirtir ve şunları söyler: “Aceleci olma ve düşün: (Safta duranlar için) hem omuzları, hem de ayakları birbirine bitiştirmek, zorlu bir alıştırma devresi geçirmeden mümkün olabilir mi? Hatta ondan sonra da mümkün olmaz! Bu, (ravilerin veya sonrakilerin?) ortaya çıkardığı bir uygulamadır. Ebû Dâvud’da, “Namazda Sağ Eli Sol El Üzerine Koyma” babında “Ayağı hizada tutmak ve sağ eli sol el üzerine koymak sünnettendir” diye nakledilmiştir.[3]Ebû Dâvud, “Salât”, 117. Abdullah b. ez-Zübeyr (r.a)’ın sözü olarak nakledilmiştir. Burada “ayağı hizada tutmak”tan maksat, ayakları aynı çizgide ve aralarını açık tutmaktır. Onlar, safta duranların topuklarının birbirine bitiştirilmesinin ardına düşmemişler, bu meseleyi sadece ayakların bitiştirilmesi hakkında zikretmişlerdir. en-Nesâî’de, “Ayakların Bitiştirilmesi” babında şöyle rivayet edilmiştir: “Bir kimse (kıyamda) ayaklarını birbirine bitiştirmişti. İbn Mes’ûd ona, “Sünnet’e muhalefet etti. Eğer ayaklarını serbest bıraksaydı Sünnet’e uygun davranmış olurdu” diye tepki gösterdi.”[4]en-Nesâî, “Salât”, 13.

Devam edecek.

Milli Gazete – 25 Nisan 2010

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 el-Aynî, Şerhu Süneni Ebî Dâvud, III, 354.
2 İbnu’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, I, 258.
3 Ebû Dâvud, “Salât”, 117. Abdullah b. ez-Zübeyr (r.a)’ın sözü olarak nakledilmiştir.
4 en-Nesâî, “Salât”, 13.