Bediüzzaman Hakkında-1

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Soru:

“Risale i nur hakkında Milli Gazetede’ki yazı dizinizi takip ettim; fakat tatmin olamadım veya anlayamadım. Sizce Bediüzzaman asrın müceddidi mi? Ehli sünnet bir yol sahibi bir zat mı? Kurduğu yol ehli necattan mı, yoksa bir mütefekkir mi ya da Bediüzzaman hz. leri vefat etti, şimdi asrımızın müceddi kim? gibi sorular kafamı kurcalıyor. İlla bir tarikata girmeli miyiz Bediüzzamanın toplamış olduğu virdleri çeken tarikatçi mi olur?”

Cevap:

Soruda yer alan hususları maddeler halende ele alacak olursak;

  1. Bediüzzaman asrın müceddidi midir?

“Müceddit” nitelemesinin kimleri anlattığı konusundaki bilgilerimizi tazeleyelim öncelikle. “Tecdit hadisi” diye bilinen rivayetin[1]Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 1; el-Hâkim, el-Müstedrek, IV, 522; et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, VII, 272. lafzı, kastedileni bir tek kişi olarak anlamak zorunda olmadığımızı göstermektedir. Hadisin orijinalinde geçen “men” kelimesi, rivayetten bir tek kişiyi olduğu gibi birden fazla kişiyi anlamamızı da mümkün kılmaktadır. Bu sebepledir ki birçok alim bu rivayet üzerinde dururken sahayı geniş tutmuş, İslamî ilimlerin (Tasavvuf dahil) her birinde öne çıkmış ulemadan, salih idarecilere kadar birçok ismi aynı asırda icra-i faaliyet eden mücedditler arasında saymıştır.[2]Bu rivayet üzerinde dururken her asrın mücedditlerini yukarıdaki izahat doğrultusunda bütün sahalara yayarak tesbit etme girişimleri içinde muttali olabildiğim en detaylı liste … Continue reading

Yine hadisin orijinalinde geçen “… her yüzyılın başında…” ifadesinden hareketle kimlerin hangi asrın müceddidi olduğunu tesbit sadedinde ortaya konmuş bulunan listelere baktığımızda, genellikle zikredilen isimlerin vefat tarihlerinin esas alındığını, yani bir yüzyılın başlarında vefat eden isimlerin zikredildiğini görüyoruz.

İbnu’l-Esîr bu konuda şöyle demiştir: “Her yeni yüzyılın başlangıcından az bir zaman önce de Din işlerini tedvir (ve tecdid) edenler olmuştur. Ancak hadiste kastedilenler, bir yüzyıl bittiğinde hayatta ve parmakla gösterilecek kadar meşhur olmuş kimselerdir.”[3]İbnu’l-Esîr, a.g.e., XI, 324.

Ali el-Karî, hadisin mezkûr ifadesini, “yüzyılın başı veya sonu” şeklinde açıklamış ise de[4]Mirkâtu’l-Mefâtîh, I, 507. görebildiğim kadarıyla çoğunluğu teşkil eden İbn Hacer, el-Fettenî, et-Tıybî, es-Süyûtî… gibi ulema, İbnu’l-Esîr’den yukarıda naklettiğim görüşü benimsemiştir.[5]İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, XIII, 295; el-Azîmâbâdî, Avnu’l-Ma’bûd, XI, 260.

Nitekim konuyla ilgili hemen bütün çalışmalarda zikredilen ortak isimlerden birisi Ömer b. Abdilazîz (rh.a)’dir. Vefat tarihi hicrî 101’dir ve ittifakla 1. yüzyılın müceddidi sayılmıştır. Keza 2. yüzyılın müceddidi olarak ismi zikredilen İmam eş-Şâfi’î’nin vefat tarihi 204’tür. Listeyi uzatmak mümkün. Ancak buradan, en azından başlangıç itibariyle müceddit olarak ismi zikredilen zatların, yeni yüzyılın başlarında vefat ettiği gerçeğine dikkat edilmesi gerektiği sonucunu çıkarabiliriz.

Devam edecek.

Milli Gazete – 19 Şubat 2006

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 1; el-Hâkim, el-Müstedrek, IV, 522; et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, VII, 272.
2 Bu rivayet üzerinde dururken her asrın mücedditlerini yukarıdaki izahat doğrultusunda bütün sahalara yayarak tesbit etme girişimleri içinde muttali olabildiğim en detaylı liste İbnu’l-Esîr’e ait olandır. Bkz. Câmi’u’l-Usûl, XI, 320 vd.
3 İbnu’l-Esîr, a.g.e., XI, 324.
4 Mirkâtu’l-Mefâtîh, I, 507.
5 İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, XIII, 295; el-Azîmâbâdî, Avnu’l-Ma’bûd, XI, 260.