Azınlık Fıkhı-1

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

“Yenileşme, ıslah, tecdid”… gibi kavramlara yaptığı vurguyla öne çıkan isimlerden Prof. Dr. Tâhâ Câbir el-Alevânî, “Usûl” dergisinin geçen birkaç yazıda üzerinde durduğum sayısında çevirisini okuduğumuz makalesinde, başlıkta yer alan konu hakkında önemsenmesi gereken şeyler söylüyor ki, iki aşamalı olarak ele almak mümkün:

Azınlık konumundaki müslümanların durumuyla ilgili/sınırlı olarak söyledikleri,
Buradan hareketle genel olarak Fıkıh ve Fıkıh Usulü’ne teşmil ettiği değerlendirmeler.

“Bugün farklı ülkelerde “azınlık“ statüsünde yaşayan Müslümanlar, yeni bir içtihad yöntemi geliştirilmeden çözülemeyecek problemler yaşamaktadır. “Azınlık Fıkhı“, şer’î hükmün, cemaatin … Devamını Oku

“Usûl” Dergisi – 4

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

Derginin elimdeki (birinci) sayısında, geçen yazılarda üzerinde genişçe durmaya çalıştığım makale dışında Prof. Dr. İbrahim Kâfi Dönmez‘in içtihadın bağlayıcılığı konusunda, Prof. Dr. Suat Yıldırım‘ın Hamdi Yazır ve Said Nursi merhumların “müteşabihat” konusundaki tesbitleri hakkındaki makaleleri yer alıyor. (Diğerlerine geçmeden burada Suat Yıldırım hocanın makalesine küçük bir katkı: Hoca, müteşabihatın insan bilgisinin genişlemesine katkısı konusunda Elmalılı merhumun kullandığı “… Allah Teala’nın ilm-i beşeri sabit bir nokta-i tenahide tevkif edip malumattan mechulata, noksandan kemale doğru ebedi bir hayata müteveccihen…” … Devamını Oku

“Usûl” Dergisi – 3

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

Prof. Dr. Faruk Beşer hoca, “İmam Ebû Hanîfe’ye göre olmasa da, yine onun görüşünden çıkarılan sonuca göre” diye başladığı bir cümleye şöyle devam ediyor:”… Kur’an-ı Kerim’in nazmı/lafızları bir bakıma tarihseldirler ve o asıl olan manaya delalet eden vasıtalardan ibaret oldukları için de hâdistirler.”

Hemen arkasından, bu sonucun dahi günümüzde tarihselcilikten etkilenen görüşlerden önemli bir farkı bulunduğunu vurgulamış olsa da, İmam Ebû Hanîfe‘nin konuyla ilgili görüşünden yukarıdaki gibi bir sonuç çıkarılıp çıkarılamayacağı son derece tartışmalıdır.
İmam Ebû Hanîfe‘nin, Kur’an‘ı tanımlarken … Devamını Oku

“Usûl” Dergisi-2

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

Prof. Dr. Faruk Beşer hoca “Halku’l-Kur’an” meselesini işlerken İmam Ebû Hanîfe‘nin “Kur’an” tanımını kendi ifadelerinden uzun uzadıya aktardıktan sonra, “Kur’an’ın Arapçalığının mahluk” olduğu görüşünü bu iktibasların bir neticesi olarak takdim eder; buradan da Kur’an‘ın lafzının tarihsel olduğu sonucunu çıkarır. Oysa İmam‘ın Kur’an hakkında söyledikleri, hem kıraat meselesinde onun aksi görüşte olduğunu (yani ilk görüşünden rücu ettiğini) hem de Kur’an’ın (lafzının da) mahluk olmadığı görüşünde olduğunu güçlü biçimde ihsas etmektedir.

Zira Kur’an‘ı, “Mushaflarda yazılı, kalplerde mahfuz, dillerde okunan, Peygamber’e … Devamını Oku

“Usûl” Dergisi-1

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

Hâlâ çıkıyorsa şu anda 3. sayısına ulaşmış olması gereken ilmî/akademik bir dergi “Usûl” ve elimde ilk sayısı (Ocak-Haziran 2004) bulunuyor. İlmî dergilerin sayısında son yıllarda gözle görülen artış, ülkemizdeki ilmî hareketliliğin getireceği seviye ile doğru orantılı olduğu için elbette sevindiricidir…
Ehil kalemlerden çıkmış, gündem olma vasfını koruyan yazıları muhtevi bu sayıda ilk olarak Prof. Dr. Faruk Beşer hocanın makalesi yer alıyor: “Ebû Hanîfe’nin Kur’an Anlayışı.“
Makale başlıca iki ana tema etrafında kurgulanmış: İmam Ebû Hanîfe‘ye göre Kur’an‘ın mahiyeti (lafız-mana … Devamını Oku

İmam el-Mâturîdî ve “Te’vîlâtu’l-Kur’ân”ı

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

Bundan 7-8 yıl evvel İmam el-Mâturîdî‘nin “Te’vîlâtu’l-Kurân“ının ilk cildini alıp incelediğimde büyük bir heyecan duymuştum. Kahire‘de basılan bu tahkikli nüsha, özellikle nüsha farklarının tesbit ve ifade edilmesi, müellifin geriye dönük atıflarının yerlerinin belirlenmesi ve daha başka tahkik faaliyetleri dolayısıyla göz dolduran bir çalışma sayılabilirdi; ancak baskıya esas alınan yazma nüsha sayısı sınırlıydı. Aradan uzun yıllar geçti; ancak “Te’vîlât“ın diğer ciltleri bir türlü çıkmadı. O tek cilt uzun zaman kütüphanemde öyle “boynu bükük” bir şekilde bekledi durdu.
Bir süre … Devamını Oku

“Kolaylaştırılmış Fıkıh” ve Asıl Mesele

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

Herhangi bir Batı ülkesinde yaşamanın bir Müslüman için ne anlama geldiğini, ancak oralarda yaşayanlar/bulunanlar bilir. İnancınıza, ibadetinize fiilî bir saldırı yoktur belki (gerçi 11 Eylül sonrası bunu söylemek de hayli zorlaştı ya!), hatta “dinî özgürlükler“in, buralarda, “İslam ülkesi” olarak ifade edilen ülkelerin pek çoğundan daha ileri boyutta yaşandığını söylemek de yanlış olmaz. Ancak buna rağmen oralarda yaşayan Müslümanlar, farklı, daha “derin ve etkin” bir tehdit altında hissederler kendilerini.
Bunun sebebi, oralarda hayatı ve tasavvuru inşa eden değerler sisteminin … Devamını Oku

Yenileşme Talebini Köpürten Nedir?

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Temmuz 2005

Kısa bir süre kullandığım “zorunlu” izin öncesi yazdığım son yazıları hatırlayanlar, Fıkıh’ta yenilik arayışları konusunu niçin tekrar ele alma gereği duyduğumu soracaktır.
Sözünü ettiğim yazıları, Konya‘da neşredilen “İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi“nin Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocaya armağan edilmiş 3. sayısında yer alan bazı yazılar münasebetiyle kaleme almıştım. Mezkûr derginin bu sayısında –üzerinde müstakil olarak durulması gereken birçok yazı yanında– Yusuf el-Karadâvî‘nin de bir makalesi yer alıyor. Aslı “İslâmiyyetu’l-Ma’rife” dergisinde neşredilmiş olan makalesinin “Kolay ve Çağdaş Bir Fıkha Doğru” … Devamını Oku

Fıkıh’ta Yenilik Arayışları

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Haziran 2005

Bu başlık altında ele alınabilecek birden fazla yaklaşım vardır. Bunlardan birisine bir önceki yazıda değinmiştim. Temel vasfını “tekabbuh” diye nitelendirmenin yanlış olmayacağını düşündüğüm bu hareket, “mevcudu meşrulaştırma” güdüsüyle hareket etmekle maluldür ve Türkiye‘de başka, Mısır‘da başka ve daha başka yerlerde daha başka görüntülerle, söylemlerle, tarzlarla karşımıza çıkar…
Bir diğer yaklaşım ise daha “içeriden”dir ve diğerlerine göre daha fazla ciddiye alınmalıdır. Bazı Fıkhî hükümlerin miadını doldurduğu, Fıkh‘ın gereksiz detaylardan ve zorlaştırıcı hükümlerden arındırılması gerektiği… gibi düşüncelerde, dolayısıyla “yeni içtihad” … Devamını Oku

“Tefakkuh” Mu “Tekabbuh” Mu?

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Haziran 2005

İmam Ebû Hanîfe‘nin, kurduğu sistemin “Şer’î deliller hiyerarşisi”ni açıklarken kullandığı bir ifade, Fukaha tarafından gereksiz-dayanaksız bir yığın formalite ile ağırlaştırılmış (!) Fıkh‘ın kolaylaştırılması çağrısında bulunanlar tarafından hayli beğenilir ve tekrar edilir: Kur’an, Sünnet ve Sahabe fetvalarını saydıktan sonra sıra Tabiun‘a gelince, “Hum racul, nahnu racul” demişti büyük İmam. Yani Tabiun fetvaları bizim için bağlayıcı değildir, zira onların bu işteki seviye, ehliyet ve liyakati neyse, bizimki de odur.
(Yeri gelmişken ilgilisi için faydalı bir nota yer vereyim: İmam‘ın Tabiun‘dan … Devamını Oku