Marife‘yi bu sütuna son konuk edişimizin üzerinden epey zaman geçti. Doğrusu geçen zaman içinde çıkan sayıları okumamış olmanın eksikliğini yoğun bir şekilde hissediyordum. İki hafta kadar önce Konya’ya gittiğimde üçüncü yılını doldurmuş olan Marife‘nin bu yıla ait 1 ve 2. sayılarını aldım.
- sayının İçindekiler kısmına şöyle bir göz attım. Dikkatimi ilk çeken yazıyı okudum. Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Davut İltaş‘ın “Yadsınan Gelenek: “İslam’a Yamanan Sanal Şiddet: Recm ve İrtidat” Yazısı Üzerine Bazı Eleştirel Mülahazalar” başlıklı makalesi, Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu‘nun recm ve irtidat suçlarının cezasını tayin eden hadisleri ele aldığı makaledeki (İslâmiyât dergisi, “Din ve Şiddet” özel sayısı) yaklaşımı eleştiriyor. Dipnotta belirttiğine göre İltaş bu yazıyı önce İslâmiyât‘a göndermiş. Ancak aradan dokuz-on ay gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen kendisine herhangi bir cevap verilmemesi sebebiyle çalışmasını Marife‘ye göndermiş. İslâmiyât‘ın yayın kurulunun bu duruma getireceği bir açıklama vardır herhalde…
Prof. Dr. Kırbaşoğlu, bahsi geçen makalesinde, konuyla ilgili olarak özetle şöyle diyor: Bu iki suça verilen ölüm cezasının Kur’an‘dan dayanağı yoktur; bu suçlara ölüm cezası verileceğini bildiren hadisler ya zayıf veya haber-i vahid’dir; haddler şüphe sebebiyle düşürülür, söz konusu cezalar da şüphe içeren haber-i vahidler ile sabit olduğu için esasen hadd cezasını ispata bu hadisler yeterli değildir; bu iki suç Kur’an‘da yer aldığı halde cezalarının hadisle tayin edilmiş olması normal değildir.
İltaş, bu itiraz noktalarını birer birer ele almış ve yaptığı değerlendirmelerle Kırbaşoğlu‘nun yaklaşımının kabul edilebilir olmadığı sonucuna ulaşmış.
- sayıdan okuduğum ilk makale ise Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden (bu köşede daha önce de değişik vesilelerle adını andığım) muhterem kardeşim A. Tahir Dayhan‘ın “Çocuğun Namaz Eğitimi İle İlgili Bir Hadis Tahlilinin Tahlili” oldu. Hiç abartmadan söyleyeyim; son yıllarda Türkçe’de isnad ve rical tenkidi, Cerh-Ta’dil ve ilel üzerine bu kadar dolu, doyurucu ve “nefis” bir yazı okuduğumu hatırlamıyorum.
“Modern” Hadis araştırmalarında ravi ve sened tenkidi adına genellikle yapılan, Rical kitaplarından ravi hakkında söylenmiş sözlerin taraflı ve yalapşap nakledilmesinden ibaret. Oysa Dayhan‘ın isabetle belirttiği gibi mesele bununla bitmiyor. Ravi hakkında Cerh-Ta’dil otoritelerince verilmiş hükümler, naklettiği hadisin hükmünü belirleyen biricik kıstas değil. Hadisin mütabi ve şahidi bulunup bulunmadığının araştırılması da en az ravi hakkındaki bilgiler kadar önemli.
Dayhan, Doç. Dr. Mustafa Ertürk‘ün “Çocuğun Dini Eğitiminde Kullanılan Bir Hadis ve Tahlili” başlıklı makalesini “tahlil” ettiği çalışmasında Ertürk‘ün yanlış anladığı ve hatalı çevirdiği ibareler üzerinde de büyük bir vukufiyetle durmuş ki, İslamî ilimler sahasında özellikle son yıllarda yapılan birçok çalışmanın, metnin yanlış anlaşılmasından ve hatalı çevrilmesinden doğan önemli problemlerle malul olduğunu biliyoruz.
Dili, üslubu, sahaya vukufiyeti ve konunun inceliklerine nüfuzu ile Marife okuyucularına tattırdığı bu ilmî zevk dolayısıyla A. Tahir Dayhan‘ı yürekten kutluyorum.
Marife hakkındaki değerlendirmelere ilerleyen yazılarda devam edeceğim.
Milli Gazete – 13 Ocak 2004