Doç. Dr. Mevlüt Özer‘in, konuyla ilgili olarak dilimizde mevcut yegâne müstakil telif olduğunu bildiğim İslam Düşüncesinde 73 Fırka Kavramı adlı çalışmasında (Nûn Yayıncılık) yaptığı gibi “73 fırka” hadislerini 4 grupta ele almak mümkündür: 1) Bu ümmetin 70 küsür fırkaya ayrılacağını bildiren, başka bir noktaya değinmeyen rivayetler, 2) Bu fırkalardan sadece 1’inin cennette, diğerlerinin cehennemde olduğu ziyadesine yer veren rivayetler, 3) Cennete gideceği bildirilen fırkanın özelliklerinin zikredildiği rivayetler ve 4) 70 küsür fırkanın tümünün cennete, sadece birisinin cehenneme gideceğinin ifade edildiği rivayetler.
Bu dört grup rivayetten ilki Ebû Hureyre (r.a)’den rivayet edilmiştir. (Ebû Dâvûd, et-Tirmizî, İbn Mâce)
İkincisi yine Ebû Hureyre (r.a)’den (Ebû Dâvûd, et-Tirmizî, İbn Hibbân, el-Hâkim) ve ayrıca Enes b. Mâlik (İbn Mâce), Sa’d b. Ebî Vakkâs (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef), Abdullah b. Amr (el-Hâkim, el-Bezzâr, el-Beyhakî, el-Medhal, zayıftır), Mu’âviye b. Ebî Süfyân (Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd, el-Hâkim, ed-Dârimî), Amr b. Avf el-Müzenî (el-Hâkim, et-Taberânî, zayıftır), Avf b. Mâlik (İbn Mâce, et-Taberânî), Ebû Umâme (et-Taberânî) ve Câbir b. Abdillah (bkz. ez-Zeyla’î, Tahrîcu’l-Ahâdîs ve’l-Âsâr, I, 447) tarafından rivayet edilmiştir. Bu rivayet hakkında et-Tirmizî “Hasen-sahihtir” ve el-Hâkim “Müslim’in şartları doğrultusunda sahihtir” demişlerdir; el-Hâkim‘in tashihini ez-Zehebî de onaylamıştır.
Üçüncü grupta yer rivayetlerin büyük çoğunluğu, ikinci grupta zikrettiğim eserlerde tahriç edilmiştir. Bu rivayetlerde cennete gidecek fırkanın özellikleri meyanında şunlar zikredilmiştir: “Cemaat” (çoğunluk?), “Sevad-ı A’zam”, “Efendimiz (s.a.v) ve ashabının bulunduğu yolda bulunmak.”
Son sıradaki rivayetler ise yalancılıkla itham edilmiş raviler kanalıyla gelmiştir, dolayısıyla uydurma olarak telakki edilmelidir. (Geniş bilgi için bkz. el-Albânî, Silsiletu’l-Ahâdîsi’d-Da’îfe ve’l-Mevdû’a, III, 124 vd.)
Bu ümmetin 70 küsür fırkaya ayrılacağını ve biri hariç diğerlerinin ateşte olduğunu bildiren hadislerin –özellikle farklı rivayet yolları bir arada ele alındığında– birbirini takviye ettiği ve sahih veya en azından hasen olduğunun söylenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Burada, bahse konu rivayetlerde zikredilen rakamların, Ümmet‘in iftirakından ortaya çıkacak fırka adedi konusunda mutlak sayıyı ifade etmediği, bu rakamlardan kastın, çokluk ifade etmek olduğu görüşünün ağır bastığını düşünürsek, bu rakamlara takılarak söz konusu rivayetleri tevhin etmeye çalışmanın tutarlı olmayacağı da kendiliğinden ortaya çıkmış olacaktır. Öte yandan bazı varyantlarda 73 yerine 72 rakamının verilmiş olmasını, ravi yanılgısı olarak değerlendirmenin mümkün olduğunu da söyleyebiliriz.
Öte yandan bu rivayetlerde, biri dışındaki fırkaların tümünün “ateşte” olduğunun söylenmesinden, bu fırkaların küfre düşmüş olmaları sebebiyle ebedî azaba çarptırılacağı şeklinde bir netice çıkarmanın da doğru olmayacağını belirtelim. Zira ilgili rivayetlerin birçoğunun başında “Benim ümmetim” veya “Bu ümmet” gibi nitelemelerin bulunduğuna dikkat edilmelidir.
Milli Gazete – 3 Ocak 2004