“Anadilde ibadet” meselesine tetimme olarak bugün, merhum Abdülhayy el-Leknevî‘nin Mecmûatu’r-Resâil‘inde (IV. cilt) yer alan Âkâmu’n-Nefâis fî Edâi’l-Ezkâr bi Lisâni’l-Fâris adlı risalesinden söz edeceğim. Adından da anlaşılacağı gibi bu risalede el-Leknevî merhum, Arapça dışında Farsça veya başka herhangi bir lisanla zikir, tekbir, tehlil, dua, hutbe, kıraat… vb. hususların yerine getirilip getirilemeyeceğini tahkik etmiş. Adeti olduğu üzere Hanefî mezhebi fukahasından yaptığı bolca nakil ve derin tahkikat ile Fıkıh kitaplarında dağınık bir halde bulunan ilgili bahisleri derli-toplu hale getirerek istifadeye … Devamını Oku
Üsve-i Hasene
İbnu’l-Kayyım‘ın Zâdu’l-Me’âd‘ı ve el-Kastallânî‘nin el-Mevâhibu’l-Ledünniyye‘sinin, sistematiklerinin orijinalitesi bakımından ayrı bir yerde durduğu, bu eserleri tanıyanların malumudur. İbnu’l-Kayyım‘ın eseri, el-Kastallânî‘ninkine göre daha önce oluşturduğu için bu konudaki orijinalitenin öncelikle ona atfedilmesi doğru gibi görünse de, Zâdu’l-Me’âd‘ın, kendisine tekaddüm eden Kadı Iyâd‘ın eş-Şifâ‘sı, Kutbuddîn el-Halebî‘nin el-Mevridu’l-Henî Şerhu Siyeri Abdilğanî‘si gibi eserlerden istifadeyle hazırlanmış olabileceği düşüncesi, İbnu’l-Kayyım‘ın bu alanda “ilk” olmadığını söylememizi gerektiriyor… Bu yazı, bu sahada “ilk” olma özelliğinin hangi esere ait olduğunu tartışmak olmadığından, buraya üç nokta koyup … Devamını Oku