Soru: Malum olduğu üzre Şevval ayında oruç tutmanın faziletiyle ilgili hadis-i şerif var. Yalnız ben Celal Yıldırım hocanın Kaynaklarıyla İslam Fıkhı 2. cilt sayfa 217’de şöyle bir ibareye rastladım:
“İmam Ebu Hanife’ye göre, ister üstüste,ister dağınık vaziyette şevval ayından alti gün oruç tutmak mekruhtur…”
Sevgili Hocam size sorum;
1- Konuyla ilgili hadisi şerifi ve yukarıdaki ibareyi okuduğumuzda bu konuyu nasıl anlamamız gerekir?
2- Acaba Şevval (orucu)ile ilgili hadis-i şerifin kaynağı zayıf da onun için mi İmam-ı Azam Ebu Hanife Hz.’leri böyle bir sonuca varmıştır?
3- İmam-ı Azam Hz.’leri bu hadis-i şerifin varlığından haberdar değildi; bu mümkün mü?
Cevap: Şevval orucunun faziletiyle ilgili hadisler Müslim (“Sıyâm”, 204), Ebû Dâvûd (“Sıyâm”, 58), et-Tirmizî (“Savm”, 52), en-Nesâî (es-Sünenu’l-Kübrâ, II, 162 vd.), İbn Mâce (“Sıyâm”, 33), Ahmed b. Hanbel (III, 308, 24, 44, IV, 417, 9, V, 280), ed-Dârimî (“Savm”, 44), et-Tahâvî (Şerhu Müşkili’l-Âsâr, VI, 119 vd.), İbn Hibbân (VIII, 396 vd.) ve daha başkaları tarafından Hz. Aişe, Ebû Eyyûb el-Ensârî, Sevbân, Câbir b. Abdillah, el-Berâ b. Âzib, Ebû Hureyre ve İbn Abbas (r.anhum)’dan rivayet edilmiştir. Bir kısmı zayıf, bir kısmının da senedinde “muhtelefun fih” (bazı Hadis otoriteleri tarafından ta’dil, bazıları tarafından ise taz’if edilmiş) raviler var ise de, bu kusurlardan hali bulunan senetleri de vardır.Ali el-Karî, el-Cezerî’den, şöyle dediğini nakleder: “Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a) rivayetinin sıhhatinde şüphe yoktur. (…) Hafız Ebû Muhammed Abdulmü’min b. Halef ed-Dimyâtî bu rivayetin tariklerini toplamış ve çoğu sika ve Hadis hafızı olan yaklaşık otuz kişinin onu Sa’d b. Sa’îd’den aktardığını tesbit etmiştir. Bu hadisin naklinde Sa’d’a, kardeşi Abdurabbih, Yahya, Safvân b. Süleym ve daha başkaları mütabaat etmiştir…”el-Karî sözlerini şöyle sürdürür: “Mîrek şöyle der: “Ebû Hureyre hadisini el-Bezzâr ve et-Taberânî rivayet etmiştir; senedi hasendir. el-Münzirî, bu rivayetin el-Bezzâr tarafından nakledilen tariklerinden birinin sahih olduğunu söylemiştir. Câbir hadisini et-Taberânî, Ahmed b. Hanbel, el-Bezzâr ve el-Beyhakî rivayet etmiştir. Sevbân hadisini İbn Mâce, en-Nesâî, İbn Huzeyme –Sahîh’inde– ve İbn Hibbân rivayet etmiştir. (…) İbn Abbâs hadisini et-Taberânî, Ahmed b. Hanbel, el-Bezzâr ve el-Beyhakî rivayet etmiştir. Hz. Aişe hadisini ise et-Taberânî rivayet etmiştir.” (Mirkâtu’l-Mefâtîh, IV, 545-6)İmam eş-Şâfi’î, Ahmed b. Hanbel ve Dâvûd ez-Zâhirî bu rivayetleri esas alarak Şevval ayında 6 gün oruç tutmanın müstehap olduğunu söylemiştir. İmam Mâlik ve bir kısım kaynaklara göre İmam Ebû Hanîfe ile İmam Ebû Yusuf bunun mekruh olduğu görüşündedir.Yine bu kaynaklara göre İmam Ebû Hanîfe bu orucun, peşpeşe tutulmasıyla ara verilerek tutulması arasında herhangi bir fark gözetmeksizin, her iki halde de mekruh olduğunu söylerken İmam Ebû Yusuf, peşpeşe tutmanın mekruh olduğunu, ara verilerek tutulmasının ise mekruh olmadığını söylemiştir.İmam Mâlik, el-Muvatta‘da (“Sıyam”, 22), Selef‘ten herhangi bir kimsenin Şevval orucu tuttuğu konusunda kendisine herhangi bir haber ulaşmadığını, ilim ehlinin de bunu mekruh gördüğünü, Ramazan orucuna eklenerek bid’at bir uygulama haline getirilmesinden endişe ettiğini söylemiştir.İbn Abdilberr (el-İstizkâr, X, 259) Şevval orucunun faziletiyle ilgili hadisi birkaç tarikten zikrettikten sonra İmam Mâlik‘in onunla amel etmemesinin sebebi konusunda mütereddit bir tavır sergiler. Yukarıda belirttiğim sayfada, önce bu hadisin İmam Mâlik‘e ulaşmadığını söyler. Ancak ilerleyen satırlarda İmam Mâlik‘in Medine‘li ravi Ömer b. Sâbit kanalıyla gelen bu hadisten ve Şevval orucunun faziletinden habersiz olmadığını, sadece devamlı tutulması halinde cahillerin farz zannedebileceği endişesiyle onu mekruh gördüğünü ileri sürer. Ardından, mezkûr Ömer b. Sâbit‘in İmam Mâlik nazarında rivayetlerinin tamamı itimada şayan bir ravi olmaması sebebiyle bu rivayete güvenmemiş olabileceğini belirtir ve sözlerini şöyle bağlar: “İmam Mâlik bu hadisten habersiz de olabilir. Eğer ondan haberdar olsaydı, gereğince hükmederdi; vallâhu a’lem.”ez-Zürkânî de el-Muvatta üzerine yazdığı şerhte (II, 271) birkaç ihtimal üzerinde durur ve bu hadisin İmam Mâlik‘e ulaşmamış olabileceğini, ulaştığı halde sübutu konusunda olumsuz kanaat taşımış olabileceğini, hadisin hilafına amel edildiğini görmüş olabileceğini yahut da bu orucu Ramazan bayramından hemen sonra (ara vermeden) tutmanın kerahetini kasdetmiş olabileceğini söyler.Hanefî ulemanın İmam Ebû Hanîfe ile İEmam Ebû Yusuf’un görüşü hakkında söyledikleri de Mâlikî ulemanın İmam Mâlik‘in görüşü hakkındaki bu ve benzeri tevilleri ile hemen hemen aynı minvaldedir. (Devam edecek)
Milli Gazete – 30 Kasım 2004