Ehl-i Sünnet’in iki imamı el-Mâturîdî ve el-Eş’arî’nin, nüzul-i İsa (a.s) meselesini erkân-ı imaniye arasında gördüğü ve bu sebeple bu meseleye eserlerinde yer verdiği, keza daha sonraki ulemanın tavrının da farklı olmadığı, onların eserlerine müracaatla kolayca tesbit edilecek bir husustur.
Sözü fazla uzatmadan İmam el-Mâturîdî’nin tavrına bakalım. Yakın zamana kadar elimizde sadece Kitâbu’t-Tevhîd’i bulunduğu ve orada da herhangi bir tasrihat yer almadığı için İmam el-Mâturîdî’nin bu mesele hakkındaki tavrının olumsuz olduğu şeklinde bir kanaatin yerleşmiş bulunduğu görülüyor. Ancak bu kanaat yanlıştır. Zira İmam el-Mâturîdî’nin, nüzul-i İsa (a.s) meselesine, neşri devam eden Te’vîlâtu’l-Kur’ân’ın birçok yerinde değindiği ve hatta zaman zaman ilgili rivayetlerden bir kısmını da zikrettiği görülmektedir.[1]Bkz. Te’vîlât, II, 308, 14, 6, 7; IV, 103-5. Daha önceki bir yazıda[2]http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=478 bu nokta hakkında bir miktar detay verdiğim için burada onları tekrara lüzum görmüyorum. O yazıyı kaleme aldığım sırada ilgili cilt neşredilmediği için İmam el-Mâturîdî’nin 43/ez-Zuhruf, 61 ayeti hakkındaki tefsirine muttali olamamıştım. Daha sonra yazma nüshadan konuyu tetkik imkânı hasıl oldu. (Katkı sağlayan kardeşime teşekkür ederim.) Özeti şöyle:
İmam el-Mâturîdî, “O, kıyamet için bir bilgidir” mealindeki 43/ez-Zuhruf, 61. ayetinin tefsiri esnasında şunları söyler: “… Bu ayetin tefsirinde ihtilaf edilmiştir. İhtilaf edenlerden bir kısmı, “Burada kastedilen İsa aleyhisselamdır. Onun gökten inmesi kıyamet için bir bilgi ve alamet olacaktır” demiştir. Buna göre bu ayet, daha önce geçen, “Biz onu İsrailoğulları için bir örnek kıldık” (43/ez-Zuhruf, 59) ayetiyle bağlantılı olur. Böylelikle sanki şöyle buyurulmuş olmaktadır: Biz onu örnek, yani ayet ve ibret kıldık. Ve biz onu kıyamet için de bir bilgi kıldık” (…)
“Ve bana uyun; doğru yol budur” cümlesi üzerinde dururken de şöyle der: “… Eğer “O kıyamet için bir bilgidir” cümlesinden kasıt İsa aleyhisselam ise sanki şöyle buyurulmuş olmaktadır: “O (İsa) kıyamet için bir bilgi ve alamettir. Binaenaleyh o huruç etmeden ve (gökten) inmeden önce bana ittiba edin.”[3]Te’vîlâtu’l-Kur’ân, Nuruosmaniye ktp., no: 123; vr. 651a.
İmam el-Eş’arî’nin konu hakkındaki tavrına gelince, yine daha önceki bir yazıda da naklettiğim gibi[4]http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=470 o, üzerinde Selef’in icma ettiğini belirttiği itikadî meselelerin 42.si meyanında şöyle der: “Aynı şekilde Deccal, İsa b. Meryem’in nüzulü ve Deccal’i öldürmesi konusunda rivayet edilen haberlere (iman konusunda da icma etmişlerdir.)”[5]İmam el-Eş’arî, Risâle ilâ Ehli’s-Seğr, 291.
Yine o, “Ashâbu’l-Hadîs ve Ehlu’s-Sünne”nin itikat umdelerini sayarken, “Müslümanlar’ın devlet başkanlarının salahı için dua etmeyi, onlara silahla karşı çıkmamayı, fitne dönemlerinde mukatele etmemeyi benimser, Deccal’in çıkacağını ve İsa b. Meryem’in onu öldüreceğini tasdik ederler”[6]İmam el-Eş’arî, Makâlâtu’l-İslâmiyyîn, 295. dedikten ve daha birçok madde zikrettikten sonra sözlerini şöyle bağlar: “Bütün bunlar, onların (Ashâbu’l-Hadîs ve Ehlu’s-Sünne’nin) emir ve amel ettiği, benimsediği hususlardır. Onların, zikrettiğimiz bütün bu itikat ilkelerine biz de inanır ve onları benimseriz…”[7]A.g.e., 297.
Şu halde nuzul-i İsa (a.s) meselesi hakkında, “bu mevzu Maturidî ve Eş’arî gibi Ehl-i Sünnet imamlarının eserlerinde işlenmemiş ve ele alınmamıştır” ifadesinin isabetli olmadığını, gerçeği yansıtmadığını söylemek durumundayız.
Devam edecek.
Milli Gazete – 4 Haziran 2007
Kaynakça/Dipnot
↑1 | Bkz. Te’vîlât, II, 308, 14, 6, 7; IV, 103-5. |
---|---|
↑2 | http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=478 |
↑3 | Te’vîlâtu’l-Kur’ân, Nuruosmaniye ktp., no: 123; vr. 651a. |
↑4 | http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=470 |
↑5 | İmam el-Eş’arî, Risâle ilâ Ehli’s-Seğr, 291. |
↑6 | İmam el-Eş’arî, Makâlâtu’l-İslâmiyyîn, 295. |
↑7 | A.g.e., 297. |