Bediüzzaman merhum etrafında 33 maddelik okuyucu sorusunun aynı sırayla cevapları şöyle: “Sait Nursiye, Bedüzzaman olarak nitelendirme nasıl ve kimler tarafından verilmiştir?” “Bediüzzaman”, “zamanında yaşayan insanlar arasında emsalsiz olan, bir benzeri olmayan, asrının yegânesi, yetenek ve kabiliyetleri bakımından çağında eşsiz olan…” gibi anlamlara gelen bir terkiptir. Arapçada “vahîdu asrihî”, “ferîdu dehrihî”, “yetîmetu’z-zemân”… gibi terkipler de bu anlamda kullanılır. İslam tarihinde bu lakapla anılan birçok isim bilinmektedir. İbn Asâkir’in hocaları arsında bulunan Ebû Ali Ahmed b. Sa’d b. Ali … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-3
Karaman hocanın, çağımızda tartışma konusu haline getirilmiş birtakım hükümler hakkındaki tavrının büyük ölçüde mevcut modern anlayışın belirleyiciliğinde şekillendiği dikkat çekiyor. Modernizm karşıtı bir konumda bulunduğunu sıklıkla dile getiriyor olsa da, ele aldığı konulara yaklaşım biçiminde kendisini açıkça ele veren nokta, hocanın da modern çağın ağır psikolojik baskısını hissediyor oluşu. Bu söylediklerimin gerçeği yansıtmadığını düşünenlere, hocanın ilk yazıda zikrettiği, İngiltere’de çeşitli grupların katıldığı tartışma programı konusundaki değerlendirmeyi tekrar okumasını tavsiye edeceğim. O tartışmada –ki benzeri ortamlarda hemen hepimiz … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-3
Bediüzzaman merhum, Risale-i Nur ve Nurculuk diye bilinen hareket merkezli seri soruların cevabına geçmeden önce birkaç noktayı kısaca belirtmekte yarar görüyorum: Cumhuriyet sonrası ülkemizde görülmeye başlayan cemaat yapıları, İslamî hassasiyet sahibi dirayet ehli Osmanlı bakiyesi alim, salih ve fazıl zatların milletimizin aidiyetleriyle ilişkisini devam ettirmek ve kendine yabancılaşmasının önüne set çekmek maksadıyla ortaya koydukları samimi/ihlaslı ve fedakârane çalışmaların eseri olarak niteleyebiliriz. Aynı mübarek maksada yönelik gayretlerin semeresi olan bu yapıların, İslamî çalışmada birbirlerinin “rakibi” değil, “refiki” olması … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-2
Maksada geçmeden önce bir nokta üzerinde duralım: Karaman hoca, seri yazısının giriş faslında bir tesbitte bulunuyor ki, buna katılmamak mümkün değil. Şöyle diyor hoca: “Her zaman ama özellikle Ramazan’da İslam medyanın gündemine giriyor. Bir kısmı müminlere hizmet, kendileri için de kazanç olsun diye erbabına İslam’ı anlattırmayı tercih ediyorlar ve onları rahatsız edecek, kafa karıştıracak, huzur bozacak davranışlardan ve konuları tartışma zeminine çekmekten uzak duruyorlar. Bir kısmı ise fırsat elvermişken İslam’ı veya ona ait gösterilen bazı konuları tartışma … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-1
“Modern dönemde Müslümanların karşı karşıya bulunduğu “en sinsi” problem nedir?” sorusuna değişik cevaplar verilebilir. Kanaat-i acizeme göre bu sorunun en doğru cevabı, “İslam hakkında konuşurken, hakim/modern/gayri fıtrî değer yargılarının, değerlendirme tarzlarının ve kavramların esas alınması” olmalı. Zira bu durumda İslam, “önceden verilmiş kararlar” ve “tartışma dışı ilan edilen doğrular ve yanlışlar” üzerinden değerlendirmeye alınıyor kaçınılmaz olarak. Bu meselenin ne kadar önemli olduğunu bu köşede değişik vesilelerle ve sık denebilecek aralıklarla vurgulamaya çalışıyoruz. Yazık ki gelişmeler haklılığımızı teyit … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-2
Geçen hafta bir kısmını verdiğim okuyucu sorusunun devamı şöyle: S-16) Mehmed Kırkıncı 1-7 Temmuz 2001 Tempo dergisinde Sait Nursi’den şöyle bahsediyor; “(Sait Nursi) daha ziyade İslam’ın ahkâm noktasına değil, iman noktasına yönelik yazmıştır. Daha o zamandan evlattan anaya hisse verilmesini tenkit etmiş, Kur’an’ın ahkâmından bazı şeylerde var tenkit ettiği.” Böyle bir durum var mı? Varsa bu yaklaşım doğru mudur? S–17) Risaleler Türkçeye çevrildiğinde dini hikayeler gibi bir kitap seviyesine dönüşüyor. Arapça, Osmanlıca ve Farsça yazılması onun gerçekten … Devamını Oku
Dil Belası
İnsana verilen her bir nimet, aynı zamanda bir imtihan vesilesidir. İnsan bunlardan sorguya çekilecek, hesap verecektir. Mal-mülk, evlad-u ıyal, sağlık, gençlik… böyledir. Tıpkı bunun gibi, insana verilen organların her biri de bir emanettir ve insan o organları vasıtasıyla yapıp ettiklerinden de sorguya çekilecektir. Yüce Kitabımız’da şöyle buyurulur: “Biz ona (insana) iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi?” (90/el-Beled, 8-9) İnsana verilen bu organlar, nerede ve nasıl kullanıldıklarına bağlı olarak sevap ve mükâfat vasıtası olabileceği gibi, günah … Devamını Oku
İlim ve Yorum
Kur’an ve Sünnet’in Müslümanlar –ve hatta insanlık– için “rehber” olduğunda şüphe yok. Bu nokta her türlü mülahazanın üzerindedir. Ancak bu noktanın tartışma dışı olması ortada problem olmadığı anlamına gelmiyor. Zira tarihsel tecrübe ve aktüel durum bizi şu soruyu sormaya icbar ediyor: Müslüman için Kur’an ve Sünnet ne suretle “rehber”dir. Bu sorunun cevabı, meseleye daha gerçekçi yaklaşmanın imkânını sunacaktır bize. Kur’an ve Sünnet muhteva itibariyle bize “ne söyler” sorusu kadar, bunu “nasıl söyler” sorusu da belirleyicidir. Günümüzde bu … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-1
Soru: Selâmun âleykum hocam. Radikal, nurcu ve tasavvuf ehli arkadaşlarım var. Bazı konularda bilgilerimizi paylaşıyoruz ama anlaşamadığımız konular var. Bu konularda ise sıkıntı yaşadığımız temel mesele hepimizin ikna olacağı kaynak bilgilere sahip olmayışımızdır. Aşağıda sorduğum soruları her grubunda mütmaîn olabileceği kaynak delillerle cevaplarsanız büyük bir problemin çözülmesi ve kafalardaki şüphelerin gitmesi açısından faydalı ve hayırlı bir hizmet etmiş olacaksınız. Örneğin ayet, hadis-i şerif, peygamber hayatı, ashabın, tabiunun hayatı, tanınmış ve ehli sünnette ekol kabul edilen İslam alimlerinin … Devamını Oku
İki Ayet ve Ahvalimiz
Müslümanlar olarak maruz bulunduğumuz maddî/somut sıkıntılar yanında derin fikrî ve itikadî problemlerle de yüz yüze bulunduğumuz bir dönemdeyiz. Evet, kıpırdanmalar var; fakat sağlıklı bir yapılanmadan söz etmek hayli zor. Ramazan’ın sağladığı ruh ve zihin dinginliği içinde, iki ayeti merkeze alarak yeniden tefekkür etmeyi deneyelim istiyorum. Üzerinde duracağım ayetlerden birisi bireysel, diğeri toplumsal problemlerimizden çıkış yolunu gösterir muhtevada. İlk ayet şöyle: “Kim Allah’tan ittika ederse, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve ona beklemediği yerden rızık verir. … Devamını Oku