Televizyonda Din Konuşmak…

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Mart 2008, Mart Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Star Tv. 30 Mart Pazar. “Her Açıdan” programı. Anladığım kadarıyla her hafta rutin olarak yapılan bir program. Konuklar: Ankara İlahiyat’tan Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, Prof. Dr. Bekir Karlığa ve Aytunç Altındal. Ana başlık: 21. yüzyılda dini daha iyi anlayabilir miyiz? Ana başlık bu olunca bir televizyon programında ne konuşulur? Tabii ki hadisler, mezhepler cihad, recm cezası, kadının konumu, başörtüsü, Sahabe telakkisi, haremlik-selamlık… vs. Ana tema: “Bir şey Kur’an’da varsa İslam’da vardır; Kur’an’da yoksa İslam’da yoktur.” Ve … Devamını Oku

Yeni Bir Dergi

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

“Mecmûamız hakiki Selef’in ve temsilcileri olan Mezheb imamlarımızın yolunda ve izinde olmayı ve onların yolundan sapan şaşkınları adım atım ta’kib edip teşhir etmeyi şi’ar edinecektir…” Yukarıdaki satırlar, Guraba dergisinin manifesto niteliğindeki tanıtım yazısından. Kendisini “Tasavvufî Edebî Siyasî Mecmua” olarak ifade eden Guraba, gerçeği söylemek gerekirse, alışılmış Tasavvufî dergi anlayışının epey dışında bir görünüm arz ediyor. Sadece fizik görüntüsünden değil, daha ilk sayısında Müslümanlar’ın aktüel meselelerine “tenkitçi” bir üslupla neşter vuran yazıların kemiyetinden de anlıyoruz ki, her şeyiyle … Devamını Oku

Fıkha Danışmak

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Mart 2008, Mart Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Karşılaştığımız cüz’î olaylarda tatbik ettiğimiz, ancak daha geniş çerçeveli olay ve olgular söz konusu olduğunda genellikle ihmal ettiğimiz bir davranış kodu Fıkh’a danışmak. Oysa hayatı müslümanca yaşamanın, Fıkh’a danışmaktan başka bir yöntemi yoktur. Bugün sizinle Malikî mezhebinin X./XVI. asır alimlerinden Ebu’l-Abbâs Ahmed b. Yahyâ el-Venşerîsî’nin el-Mi’yâru’l-Mu’rib adlı eserinde gördüğüm bir fetvayı paylaşacağım. el-Venşerîsî bu eserinde, kendi fetvaları yanında, Endülüs ve Kuzey Afrika (Fas, Tunus, Cezayir) coğrafyasında kendi zamanına kadar yaşamış alimlerin (ki hemen tamamen Malikî mezhebine mensup … Devamını Oku

Abdülkerim Süruş: Modern Bir Savruluş-3

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Gerek Yahudiler’in gerekse Hristiyanlar’ın, erken dönemlerden beri Kur’an’ın Allah Teala tarafından indirilmiş bir kitap olmayıp, Efendimiz (s.a.v) tarafından yazıldığı iddiasını tekrar edip durmakta olduğunu biliyoruz. Münhasıran modern zamanlarda bu iddianın tekrarından öte bir anlam ifade etmeyen tesbitlerin Müslüman kökenli kimselerden sadır olması bir tesadüf değil elbette. İslam’ı modern değerlerle çatışmayan bir din olarak takdim etme gayretkeşliği, varlığı, hayatı ve o arada moderniteyi İslam merkezli olarak değil, İslam’ı modernite merkezli değerlendirmeye tabi tutma, yani atı arabanın arkasına koşma … Devamını Oku

Abdülkerim Süruş: Modern Bir Savruluş-2

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Efendimiz (s.a.v), “Karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğinden girse, siz de gireceksiniz” buyurmuştu. Sahabe’nin, “(Bizden öncekilerden maksat) Yahudiler ve Hristiyanlar mı ey Allah’ın Resulü?” tarzındaki sorusu, “Onlar değilse kim?” cevabını alacaktı.[1]el-Buhârî, “Enbiyâ”, 51; Müslim, “İlim”, 6; Ahmed b. Hanbel, II, 327, 450, 511… Modernist Yahudilik ve Hristiyanlık telakkisine hakim olan “kutsal metinlerin tarihselliği” anlayışının bu hadisin anlam sahası içine girdiğini söylemek yanlış olmasa gerek. Dolayısıyla hadise şudur: Nebevî ihbar gerçekleşiyor … Devamını Oku

Abdülkerim Süruş: Modern Bir Savruluş-1

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Ülkemizde İlerici Gericilik, Aydınlık ve Dindarlık, Dinî Düşüncenin Yeniden Kurulması… vd. eserleriyle tanınıyor İranlı düşünür Abdülkerim Süruş. İran’da 1979 devriminden sonra Humeynî’nin danışmanlığını yapan, ancak ilerleyen zaman içinde fikrî değişiklikler yaşayan bir sima. İlk aşamada “İslam demokrasisi” fikrini savundu. Bugün geldiği noktada ise “İslamî devlet” söylemini terk etmiş durumda. Şu anda bazı Batı üniversitelerinde dersler vermekte olan Süruş, Hollanda’nın en yüksek bilim ödülü “Praemium Erasmianum”a layık görülmüş. Her yıl farklı temalardaki çalışmalara verilen bu ödül, 2004 yılında … Devamını Oku

Dinde Reform Dindarlıkta Revizyon

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlatmakta olduğu eser, dinde reform kapsamında değerlendirilebilir mi? Doğrusu çalışma tamamlanıp neşredilmedikçe bu konuda net bir şey söylemek mümkün ve doğru değil. Ancak özellikle Batı basınında yer alan haber-yorumlar ve oradan Türk basınına yansıyan değerlendirmeler karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerinin yaptığı açıklamalar üzerinden bazı şeyler söylemek durumundayız. Açıklamalar, Diyanet’in maksadı, dolayısıyla yapılan işin mahiyeti açısından üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir aşamada bulunduğumuzu işaret ediyor. Başkan Prof. Dr. Bardakoğlu, yapmaya çalıştıkları şeyin “dinde reform değil, … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-7

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

İbn Abdilberr, hepsi de senedli olarak Nûh b. Ebî Meryem, Yahya b. Nasr, Abdurrahman b. el-Müsennâ ve Hammâd b. Ebî Hanîfe’den, İmam’ın Sahabe’nin efdaliyeti konusunda yaptığı sıralamada önce Hz. Ebû Bekr ve Hz. Ömer’i zikrettiğini nakletmiştir. Hz. Osman ve Hz. Ali’ye gelince, yukarıdaki zatların ilk ikisinin naklinde Hz. Ali ve Hz. Osman’ı sevdiği, üçüncüsünde, ilk iki halifenin zikrinden sonra “Ali ve Osman” dediği, dördüncüde de “Ebû Bekr, Ömer, Ali ve Osman’ı (diğer sahabilerden) üstün tutma” ifadesini kullandığı … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-6

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

İmam Ebû Ca’fer et-Tahâvî’nin, Hanefî mezhebinin üç büyük imamının itikadî çizgisini zikrettiği el-Akîdetu’t-Tahâviyye’sinde “Evliyanın kerametine inanırız” ifadesinin yer aldığını bu bahiste son bir not olarak ekledikten sonra “cevher” ve “araz” kavramları üzerinde durmaya devam edelim. Bu noktaya giriş mahiyetindeki 25 Şubat tarihli yazıda, bu iki kavramın İmam Ebû Hanîfe döneminde kullanıldığını söylemiş ve Vâsıl b. Atâ örneğini vermiştim. Vâsıl b. Atâ ile aynı dönemde yaşamış –dolayısıyla İmam Ebû Hanîfe ile çağdaş– olan Dırâr b. Amr da “araz” … Devamını Oku

İmam Ebû Hanîfe’nin Risaleleri-5

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Mart 2008

Önemine binaen, “Keramet ve istidrac konularının Ebû Hanîfe döneminde veya daha önce tartışılmış olmasının makul gerekçesi ne olabilir?” diyen okuyucu sorusu üzerinde duracağım bugün Mu’tezile’nin, Vâsıl b. Atâ’nın, İmam el-Hasenu’l-Basrî’nin meclisinden i’tizal edip kendi halkasını kurmasıyla tarih sahnesine çıktığını düşünmek yanıltıcıdır. Bu olay Mu’tezile’nin müstakil bir fırka olarak varlığını deklare etmesi olarak görülmelidir. Mantıken Vâsıl b. Atâ’nın el-Hasenu’l-Basrî’ye muhalefetini doğuran fikrî/itikadî bir ihtilaf zemininin daha önceden mevcut olması gerekir. Mu’tezile’nin cedelci karakteri sadece İslam fırkalarıyla değil, gayrimüslimlerle … Devamını Oku